her şeyden bağımsız. dün akşam marinanın yanından geçiyoruz. gemi mi yat mı onu bile anlayamadım da; üstüne yazdırmışlar, 'keyfim' . of.

sevmek zamanı.

sen çok akıllısın ya .d

prenses olmak istiyorsan, o zaman prenses gibi davran.

anlık filtre içmekteyim.

ya her şey futboldan da ibaret değil canım! çok da büyük bir spor kulübü sonuçta. utanan varsa da bi gitsin, zaten ben anlamıyorum. takım tutan insan niye utansın ahaha bağlantı kuramıyorum.

hangi kankalar; genel mi, benim mi, kendi kankalarıyla mı?

kitaptan uzaklaşmazlarsa, sarar.

hatırlasam söylemek isterdim.

hepimizinki mutlu olmak değil mi? daha detay seni mutlu eden 'şey' gibi mi?

çok ilginç bir deneyim, yaşanmasa daha iyi gibi :')

haftasonu keyifli hem gezmeli etkinlikli hem de dinlenmeli geçtiyse; güzel bile olabilir. mesela bugün : )

bir türlü başaramadığım ilişki türü.

terapi, güzel bir iş : )

elde türk kahvesi ve sigarayla yapılması gereken eylem. biraz da şehri değil de kendini dinlemeli insan.

tanju okan 'kadınım' deyince hiç de *hayvanmış* gibi gelmiyor, aksine romantik hoş duyuluyor (ses tonuyla da alakalı belki). ama 'kadınınız mini etek giyebilir mi' aşırı red flag bi soru ya. neresinden bakarsan bak. eleştirilir:
1- kadınınız derken? kurban pazarındaki hayvanınızdan mı bahsediyorsunuz, evinizdeki oyuncağınızdan mı yoksa?
2- mini etek, ne kadar mini? nerede giymesinden bahsediyoruz? her giysinin bi ortamı olduğuna inanıyorum.
3- ilişkide de olunsa bazı şeyleri insanın birey olarak kendi karar vermesi gerekir. ardından karşı tarafın buna saygı duyması/ayak uydurması/bi şekilde uyum sağlaması gerekir.
4- (bu minik bi ek gibi bi madde) ben bu erkekleri bazen anlayamıyorum, mini etek giymesi; rahatsız edici, itici, garip veya saçma geliyor ve öyle giyinmesini istemiyorsan partnerinin. neden ona göre seçmiyorsunuz partnerinizi? insanlar bi noktada 'bi paket (!)'tir bence. seviyorsan, ilişki yaşamak istiyorsan full paket kabul etmelisin/sevmelisin.
(bence bence bence)

eh yani? neye varmış olduk bu bilgiyle?

paint it black.

nedense alındım ben biraz.

sıcak bir yaz günü denizden çıktıktan hemen sonra o açlıkla, atıştırdığı; o üç beş şeyin, bazen bi yemeğin, tadını çokkk özlemek.