bugün

entry'ler (28)

bizimcity deki introda ucan kus

ben daha cocukken ali kirca daha kotu yollara bulasmamisken kisin ailece hep atv ana haber izlerdik. ben kucuk oldugum icin haberlerden pek haz etmezdim. beni en mutlu eden olay ana haberin sona erisini simgeleyen bizimcity idi. spor haberlerinin baslamasini simgelerdi bizim city. neyse bizimcitynin intro muzuigi calarken texas eyaletine benzeyen bir yerde bir kus gozumuze carpar. buranin kraliyim edasinda bizim city tabelasinin ustunde bekler. daha sonra birileri tuvaletten bok cikarmak icin kullanilan aleti firlatir bu kusumuzun uzerine ve akabinde kusumuzuz ucarak kacar ve bizim city baslardi. bu kus cocukken bana hep kirlenen dunyamizi animsatirdi. ayni intro bilmem kac kusur senedir atv ana haberde oynuyor fakat dunyamiz gun gectikce kotuye dogru gidiyor. birseyler yapmak lazim.

anneanne ve pismis et

birbirleriyle dolayli yoldan bagli olan ikilidir. cocukken daha istanbul global isinmadan nasibini almamisken haftasonlari anneannemde kalirdim. haftasonlari heyecanla saatin 8 olmasini beklerdim cunku saat 8de anneannem bana o leziz pismis etlerinden yapardi. anneannem cok iyi bir asciydi , futbolda hagi ne ise ascilikta anneannem o idi. o eti yerken kendimi baska bir yerlere gitmis hissederdim. ilkokuldaki din hocam hep bana derdi insan dunyada cenneti de yasar cehennemi de . iste ben o anneannemin pismis etini yerken kendimi cennette hissediyordum. her guzel olan olay gibi yemek fasli da kisa suruyordu. agzimda kalan o hos damak tadi ile sofradan kalkardim. simdilerde hersey gibi etlerde kirlendi , hormonlar her yere girdi. ama etler ne hale gelmis olursa olsun anneannem degismedi hala ayni hala eski formunda.

koşarken düşmek

her zatin hayatinda kosarken basina gelen olaylardan bir tanesi olarak nitelendirilebilinir. cok berrak bir sekilde hatirlarim. istanbul disinde kucuk bir yazlik evimiz vardi, evimizin catisinda devamli kediler gezerdi. bir pazar sabahi uyandigimda disari baktigimda bir kara kedi gordum. neyse pazar aksami triatlon denilen yaris yapilacakti sitede. heyecanla yarisin baslama saatini beklemeye basladim. neyse en sonunda vakit geldi catti ve yaris basladi. yarisin ilk etabi yuzmeydi. enterasan bir sekilde kopekleme stili yuzerek bu etaptan birinci olarak ciktim. sudan cikar cikmaz hemen nike ayakkabilarimi giydim be bianchi marka bisikletime binim yarisin ikinci etabina gectim. ikinci etapta hizli bisiklet kullanan iki tane kadim dostum beni gecti ve bu etabin sonunda ucuncu siradaydim , en azindan boyle devam edersem bronz madalya adalacaktim. neyse yarisin son etabi olan kosu etabina gectik. bu etapta cok iyi bir performans gostererek ucuncu siradaki yerimi korumayi basardim taaki son 100 metrete kadar. ne olduysa bu etapda nike pabucum yoldaki ufak bir tasa takilarak beni yere dusurdu. dusmenin akabinde ayaga kalkmaya calistim fakat agridan kalkamiyordum. sonuc olarak yarisi bitiremedim ve madalya alamadim. sonuncu olduguma cok uzuldum ta ki yarisin hakemi benden once birinin daha diskalifiye oldugunu soyleyene kadar. en azindan sondan ikinci olmustum. garip bir sekilde bu yuzden kedimi cok mutlu hissettim. bu gunden sonra hayata daha olumlu bakmaya basladim. neyse onemli olan dusmek degil dustukten sonra kalkmayi becerebilmektir bence. o yuzden hayatta kosarken dusse bile insan pes etmemeli , cunku insanin icinde kalkacak irade var.

sabri sarıoğlu

cocuklugumda mahalle arasinda futbol maclari yapardik. kale olarak genelde iki agac arasi yada iki tas arasi kullanirdik. istanbul'da su anki kadar araba olmadigindan yollari bile saha olarak kullanabilirdik. cok iyi hatirlarim aylardan subat ayiydi , global isinmadan daha etkilenmemis ulkemizde subat aylari genel olarak soguk gecerdi. dort e dort o soguk havada mac yapiyorduk. macta iddiaya girmistik. kaybeden takim kazanana sulugoz alacakti. o zamanlar sulugoz cok populer bir cikletti. agizlarda eksi bir tat birakirdi. neyse mac basladi bizim takim ilk 20 dakikada 3-0 one gecti. karsi takimde kerem adinda bedbaht bakisli mavi gozlu bir cocuk vardi. cocuk yenilgiye cok icerlenmisti. bir hirs bir hirs deli gibi kosmaya , sutlar cekmeye basladi. ne enteresandirki keremin bu cabasi takimini one gecirmeye yetmiyordu. skor ilk 40 dakikada 6-1 olmustu ve kerem'in daha hic bir sutu kaleyi bulmamisti. halen aklimdadir macin bitimine saniyeler kale karsi takimin yenilmesi garantilenmisken keremin onune havadan top geldi, kerem icinde birikmis hirs ve ofkenin etkisiyle topa oyle sert vurduki top gitti kalenin arkasinda aparmanin ucuncu katindaki cami kirdi. bunu farkeden biz topu almadan kosmaya basladik. cok iyi hatirlarim bizim kerem'in bir depari vardi gorsen sanki adam maraton kosuyor. neyse sonuc olarak olay yerinden hizli bir sekilde uzaklastik ve bakkala dogru yoneldik. bizim kerem cam kirmaninda etkisiyle cok uzuntuluydi. o an cok icerledim bizim kerem'e ve iddiadan kazandigim sulugozu ona verdim. iste o anda bana oyle mahsun bir bakis attiki unutamam. bu aralar galatasaray maclarinda sabriyi ne zaman gorsem bana hep kerem'i hatirlatir. o sutlari disari attiktan sonraki mahsun bakisi , o icindeki hirsla kosusu , o cocuksu mavi gozleri ayni kerem gibidir. sabriyi gordugumde hep aklima istanbul daha kirlenmemisken yaptigimiz o mahalle maclari gelir. sabri benim icin kirlenmemis istanbul'un bir yuzudur. insallah sabri'yi de istanbul gibi kirletmeyiz ve icindeki cocuksu ruhu oldurmeyiz.

tipitip

cocuklugumun gecti eski mahallede bakkaldan alip heyecanla agzima atip icindeki karikaturu okudugum ciklet markasidir. nedendir bilmiyorum ama o zamanlarda tipi enteresan zatlara hep tipitip diye hitap ederdim. hakkaden enteresan bir karakterdi tipitip. o pinokyovari burnu ve kendisine entellektuel zat havasi veren gozluklerde endamli bir sekilde birilerine devamli bir seyler anlatmaya calisirsi sonunun mahalle veya ev copu olacagini bilerek. o yuzden kendisi tam bir trajedi karakteridir. aynen shakespeare'in eserlerindeki hamlet , caligula gibi. o yuzden ne zaman bir bakkal gorsem aklima gelir tipitip, beni derin bir mahsunluga surukleyerek.

dağlar dağlar

rahmetli baris manco'muzun ruhlarda tatli bir esinti birakan sarkisi. sozleride derin bir anlama sahiptir. bu sarkiyi her dinledigimde daglarin o heybetli sekilleri , o kendilerine has durusu ve endami aklima gelmistir. cocukken o yuzden hep yuksek bir dag olmak istemistim. onlar gibi guclu , onlar gibi kudretli.

tazmanya canavarı

daha gonlumuz kucucukken izlemeye baslamistik bu zat-i muhteremi. hala o dilini cikarip bogurmeleri aklimin bir yerlerinde durmaktadir. keske dunyamizin kirlenmeye basladigi bu gunlerde cocuklarimiz hep bu zat-i muhteremin maceralarini izleseler. ne yazikki kendileri reyting savasina kurban gitmistir. artik maziye bakip hatirlayacamiz bir karakter haline gelmistir. ama kalbimizdeki yeri her zaman aynidir. ne zaman karnim aciksa hep aklimda olacaktir tazmanya canavari. insallah icimizdeki cocuksu tazmanya canavari ruhu hic bir zaman olmez , hep baki kalir.

sezen aksu

kendisi kucuk ama yuregi dev hanimefendi.

kürk mantolu madonna

askin tasvirini ogrenmek isteyen leyla ile mecnunlar'a tavsiye edilen muthis saheser.

google

bilmem kac yuzyil sonra bile degismeyecek olan arama motorudur.

hıncal uluç

insan ruhuna hitap eden son derece guzel yazilar ortaya cikarmis yazar.

fuat kozluklu

son derece uzun yillar boyuncca cesitli yerlerde calisip hak ettigi anchormanlik gorevine ulasmis kisidir. isini ise son derece basarili bir sekilde surdurmektedir.

anladım

hayati ozetleyen, her okuyana kendi hayatindan bir parca sunan can yucel siiri.

hiperaktif

cok seker tukettiginde cosan kisilerdir.

kadinlarin erkeklerde bulduklari

kendilerini anlayan bir ruh ve kendini tamamlayan bir insan.

ormanlık alanda kurtla karşılaşan ülkücü

her insan gibi akabinde kurttan kacacak olan ulkucudur.

lise ile üniversite arasındaki farklar

lisede asklar daha cocuksudur , universite ise asklar daha olgunca yasanir.

mustafa kemal atatürk

ozlemle andigimiz , cok sey borclu oldugumuz ama borcumuzu odemeyi bilmedigimiz buyuk lider.

disko kralı

bastan sona kadar izlenmeye calisildiginda insani bayan program. herseye ragmen turunun en iyisidir.

gobekoren koyu

agalik sistemini bitirip temanin da yardimiyla modern tarim yontemine gecen koy.