bugün

babanın kanser olduğunu öğrenmek

birkaç gündür kötüydü babam. doktora gitmesini dört gözle bekliyorduk... ankara'ya gitmişti en sonunda tahlil tetkik yaptırmaya...

aynı gün içersinde telefonun çalışıyla alo diyişim, (bi yutkunma)

karşıdan gelen ses;'baban akciğer kanseriymiş.'

üzülsende, parçalansada kendini elden hiçbir şey gelmiyor. tek çare var dua etmek. ''yaşasın daha çok yaşasın babam benimle'' diyorsun ama, kanser illeti öyle aciz bırakıyor ki hastayı en azından ''iyi ölüm ver rabbim, babamın canı acımasın diyorsun...''

ağlayarak günler geçiyor hastane köşelerinde... babamın saçları dökülmeye başlıyor, akabinden ışın tedavisinden dolayı sesi kısılıyor.
ne oluyor allah'ım babama demekten kendini alamıyorsun. tabi güçlü olman da lazım. evdeki bireylere teker teker güçlü olduğunu kanıtlayAcaksın sonra da umut, teselli dolu konuşmalar yapacaksın...

babanla telefonda konuşamayacaksın.. sesi kısılmış olacak çünkü!

hastalık o kadar kötü hale sokcak ki babanı, baban bile zannetmeyecekler olsa olsa dedendir diyecekler...

hastanın morale ihtiyacı olacak, kötü huylu kanserse kitle moral bozukluğundan bile yayılabiliyor bütün vücuda, bu yüzden dışardan babanı öyle yaşlı zannedip durumuna yapılan tuhaf yorumları duymayacak baban.

bunlara bir çare bulacaksın...

dedim ya güçlü taklidi yapacaksın!

doktorlar heran hastaya gün biçebilir, 'şukadar ömrü kalmış diyebilir' ama sen hep dimdik olmak zorundasın...

kaç sene çekmedik ki. canım babam kaç sene çekmedi ki?

sonra bir gece hastaneye kaldırılıp sabaha karşı iyileşti babam. hastaneye gitcem bir türlü gidemiyorum.
olmayınca olmuyor, evde babamın kıyafetlerini düzenliyorum, katlıyorum. temizlik çapında bir şeylerle uğraşıyorum. bir yandan haber bekliyorum.

ve telefonum çalıyor... annem yine iyi haber vermiyor... (babamın kanser olduğunu duyduğum an da neymiş).

''yetiş!'' diyor. ''babanı kaybettik...''

hastanede olduğumuzda babam yoğun bakımdaydı... yoğun bakımdanda sağ çıkamadı...

sedyada morgun önüne getirdiler, morg korkum vardı!

oda neymiş, korkuda neymiş öyle bir sarılmışımki son kez babama sarılırken ettiğim dualarla gözünü aç diye fısıldamışım kulağına...

canım babam, şimdi yoksun bir hastalık aldı götürdü seni, ama rabbim böyle istiyormuş, bizimde rabbimize teslim olmaktan başka çaremiz yokmuş.. dualarımla hiçbir an unutmayacağım seni...
rabbim mekanını cennet yapsın .