bugün

bülent akyürek

mavi marmara risalesi isimli kitabı çıkmıştır... henüz alıp okumadım lakin üzerimde halen 'içinizdeki öküze oha deyin' üslubu beynimde uçuşuyor, kitabı okuyamayıp yarım bırakmıştım... aman da aman akyürek'te şimdi sen kitabı bıraktığın için ağlamaktan gözleri şişmiştir diyenler varsa (ki şimdi olmasa da sonradan olur) ben bir okurum, tabiri caiz mi bilmem ama 'yeşil kalem' okumayı severim.. ve 'yeşil kalem' sahibi yazarlarımızın kitapları öyle üstünkörü yazılmış abukluklarla dolu olmamalıdır...

hakikaten iyi bir yazar ise kendisine herhangi bir yerden böyle bir eleştiri geldiğinde 'dikkatlice düşünmeli' kulak arkası etmemeli.. okuyucu, sonuçta onun için bir müşteri.. ve bir müşteri memnuniyeti ve dahi bir müşteri memnuniyetini herkes bilir ki 50 müşteridir. aynı zamanda bir müşteri şikayeti de aynı oranda değil daha büyük bir oranda karşısına çıkar...

hadi onu da geçtim, akl-ı selim sahibi herkes samimi yapılan eleştiriyle, bodoslama yapılan eleştiriyi ayırt edecek bilgi ve tahakküme sahiptir sanıyorum... eh bu yazıdan buraya kadar bir şey anlamayan varîse de allah hayrınızı versin diyorum efenim...

kişiliğini yazarlığıyla kıyaslamıyorum, zira yakinen tanıyan dostlarımız ne kadar tevazu sahibi olduğunu her defasında söylerler... ama şu da bir gerçektir ki bir insan 'çok iyi' olduğu için 'çok iyi' kitaplar yazmaz.. ya da çok iyi diye yazdığı kitap 'çok iyi' demek değildir... üslup sorunu var, nacizane ...

neyse kendisiyle ilgili bu konuyu üzerimden atar atmaz hemen alıp okuyacağım yeni kitabını... zira mavi marmara benim için özel bir yer işgal ediyor yüreğimde...