uzun entry girememek

kişi 'yazamıyorum' olarak değerlendirip, uzun entry yazan yazarlara gıpta ile bakıyorsa bol bol kitap okuması gerekir.. okumak bir zevk haline dönüştüğünde ve okuduklarınız artık size sığmadığında zaten kendiliğinden bardaktan taşan damlalar misali kağıda dökülecektir.. fakat önce sepetin dolması gerekli değil mi?

bir de onun tersi olan kısa entry girememek vardır ki lafı döndürüp dolaştırıp bir türlü toparlayamazsınız elbette bu da büyük bir eksikliktir.. okuyucunun kafası karışır, gerçekte vermek istediğiniz bilgiyi vermekte zorlanabilirsiniz, bu açıdan baktığınızda da uzun entry girememek bir lütuf olmalıdır..

uzun entryleri okuma sıkıntısı çekmekse (sıkılmak) ayrı bir olaydır, bakın o olaya hiç girmiyorum bile..

tüm bunların çerçevesinde 'uzun entry girememek' bazen de bir erdemdir.. nice şair-yazar düşünür kişiler vardır ki sadece bir cümleye dünyayı sığdırırlar onları açsan, yazmaya kalksan belki bir kaç sayfaya dahi sığmaz..

ayrıca; 'uzun entry girememek' sıkıntısını da içinde duymak ayrı bir güzelliktir.. mühim olan yine de uzun tanımlar yazmak değil, anlatmak istediğini, gerekirse netlik ve durulukla, gerekirse zeka ve kıvraklıkla, gerekirse edebiyat ve sanatla anlatmaktır.. ne mutlu kalemine yürek katanlara diyorum da bir şey demiyorum.