bugün

sözlük yazarlarının sakarlıkları

utanmadan söylüyorum, evet ben sakar bir insanım.
ama her yerde de olmaz ki, olur olmaz her yerde (özellikle benim için önemli olan kişilerin karşısındayken) tutuyor sakarlığım.
beni en çok telaşlandıran sakarlığım şu olmuştur:
yazın bir bankanın genel merkezinde staj yaptım 2 ay boyunca. stajyer ne yapar; pek tabi ki fotokopi çeker ya da sıradan ayak işlerine koşturulur. stajyersin ya kabullenmişsin bunları. kafamda bir bulanık ki o aralar sorma, sözde çalışıyorum ama ruhum başka alemlerde. neyse dostlarım,bir gün fotokopi çekilecek yine, ama nasıl bir fotokopi sanırsın beni beklemiş banka dağ gibi yığdılar önüme. bir taraftan fotokopi çekiyorum, bir taraftan da gayet cool bir şekilde kahvemi yudumluyorum. ne oldu dersiniz? bir fincan kahve fotokopi makinasının içine döküldü.ama nasıl dökülmek, resmen makinanın içine şelale şeklinde aktı güzelim kahvem. o an yüzümün aldığı şekli görmeniz lazımdı dostlarım, yükseklerde dolaşan ruhum birden gerçek dünyaya indi. yandım dedim, kariyerim başlamadan bitti.atacaklar beni kesin, hayır bir şey değil makinede bir arıza olsa nasıl ödeyeceğim lan, zaten aldığım üç kuruş stajyer maaşı. korktuğum başıma gelmedi ama, fotokopi makinesini sildim kuruladım kimseye çaktırmadan. saç kurutma makinesi buldum oradaki arkadaşlardan makinenin içini kuruttum falan.makineyi kurtardım yani, ama o an yaşadığım şok bana yeter.

şu da var ki stajım biterken ordaki yegane dostum olan fotokopi makinesinin yanına gittim son bir veda ediyim deyü. kendisi hala buram buram kahve kokmaktaydı, beni hayatı boyunca unutamayacak sanırsam. *
güncel Önemli Başlıklar