bugün
- ibb'nin sağlam metrobüsleri dozerle parçalaması26
- recep tayyip erdoğan17
- ölmek istemek13
- sahurdayız uludağ sözlük42
- üstteki yazarın yaşadığı şehir33
- 19 yaşında kız 28 yaşında erkek ilişkisi8
- günün sözü10
- ışık hızı neden sabit ve en yüksek hız olsun15
- bağcılar13
- sevgiliyle yapılacak aktiviteler11
- en türk özelliğiniz21
- ekşi sözlük21
- yakışıklı erkekler nerede sorunsalı33
- erdoğan ın seçimi kazanma ihtimali34
- kemal kılıçdaroğlu49
- alım gücü14
- whatsapp durumunu sürekli değiştiren insan17
- müslümanlardan soğuma nedenleri26
- sözlüğü canlandıracağız13
- kocaya sarılıp uyumak20
- uludağ sözlük olarak erdoğanı destekleyelim13
- avrupa türk düşmanı deyip avrupada yaşayn gurbetçi11
- muharrem ince kemal kılıçdaroğlu buluşması13
- hoşgeldiniz güle güle23
- göt deliğinizi ğırt ğırt sesi gelene kadar yıkayın27
- kışın dondurma yenir mi21
- pilavı kaşıkla yiyen insan12
- 11 ay her boku yemek ama 1 ay müslüman olmak21
- muharrem ince30
- bugün ne yedin11
- iftara ne yapsam18
- chp seçmeni24
- kadınların etek altı görüntülerini çeken komiser16
- klarnet calan sarapci koala 632
- rte seçimi kaybederse akpliler ne yapıcak22
- vajinaya 1 dakikada 170 dil darbesi atmak19
- milf sevdası12
- nisan da üniversitelerin açılması13
- zeytinlik alırken dikkat edilecek hususlar8
- almanyanın karşı çıktığı cumhurbaşkanı adayları17
- ermenilerden nefret eden piç kurusu12
- doğu perinçek'e ne olacak sorunsalı12
- millet ittifakı şer ittifakı mı10
- türkiye nin girişine yazılması gereken söz35
- güllü8
- nefret dolu olmak8
- ben gidersem devlet yıkılır27
- kan tutan kasap nickli gereksiz10
- sözlük erkeklerinin parmak boğumları10
- üstteki yazar hakkında fikrini söyle59
(bkz: forrest gump tam çözüm) * * * * *
--spoiler--
filmi alıyorsunuz , açıp izlemey başlıyorsunuz. filmin başında banklardan oturan saf görünümlü bir adam var. orada öylecek kayıtsızca oturmakta. dünyadan bihaber , sanki hiç yaşamamış gibi bir hali var. birazdan yanına bir kişi geliyor ve bir şeyler anlatmaya başlıyor. tabi ki o vazgeçilmez giriş repliği eşliğinde ''my name is forrest. forrest gump''. daha sonra başlıyor olaylar dizisi... forrest bacakları pek de iyi çalışmayan ve beli de bir deveninkisi gibi eğri olan iq seviyesi 75 lerde seyreden biraz aptal bir cocuktur. bacaklarında metallerle yürüyebilmektedir. yalnız bir annesi vardır ki , ona her şeyi anlatmanın bir yolunu bilen birisidir... forrest'a her zaman ''sen de diğerleri gibisin. hiçbir farkın yok onlardan. eğer tanrı hepimizin aynı olmasını isteseydi , hepimizin bacağına tel takardı'' der. annesi ve forrest büyük bir evde yaşamaktadır. oradan geçen gezginlere büyük evlerinin , birçok odasını kiralayarak geçimlerini sağlamaktadırlar. forrest'ın annesi zeki bir kadındır. evlerinden misafirleri hiç eksik olmaz. bir keresinde orada kalmak için gelen bir gitarlı genç forrest'a gitarda bazı şeyer gösterir. forrest'ta o metal kapli bacakları ile dans ederken kim bilebilirdi ki o gitarlı genç bir gün kral olacak... like elvis... birkaç gün sonra forrest okula yazılacaktır. iq su 75 olduğundan ve normal cocuklardan düşük olduğı için okul müdürü onu okula almaz fakat annesi onu okula yazdırmaya kararlıdır. her ne pahasına olursa olsun... bu paha müdürle yatmak olsa dahi... forrest okula yazılır. okul otobüsünde hiçkimsenin yer vermediği forrest'a sadece jenny yer verir ve o günden sonra köfte ve patates gibi olurlar... günler geçer , jenny ve forrest hep beraberdir. her okulda olan vandal cocuklar , bir gün marien ve forrest'ı okul yolunda sıkıştırırlar. marien o unutulmaz repliği orada yaratır ''run forrest! run!''. forrest de run'ar tabi. öyle bir run'ar ki , ayağındaki metaller dahi kırılır ve arkadasındaki bisikletli cocuklar rüzgarına bile yetişemez... artık her yere koşarak giden bir forrest vardır... jenny'ın babası çok sevecen bir adamdır. onu ve kız kardeşlerini hep sevip okşuyordur... jenny her seferinde due etmektedir; ''yüce tanrım! burdan çok çok uzağa uçmam için beni kuş yap!''... ama tanrı onu kuş yapmaz...
artık büyümüşlerdir. forrest üniversite'ye gider. orada daldığı futbol sahasından bir amerikan futbolu oyuncusu olarak çıkabileceğini kim düşünebilirdi ki ama? ama çıkar işte. amerikan futbolu oyuncusu olur. topu eline verirler ve sadece koşar. koşar, koşar, koşar... rüzgar gibi koşar... saha bitmesine rağmen yine koşar! o arada takım koçunun söylediği söz ise seyirciyi 2'ye yarar ''yaşayan en aptal orospu çocuğu ama kesinlikle hızlı! muahah''...
üniversitede işler karışıktır. başkan vurulur...
üniversite çabuk bitmiştir. çünkü çok futbol oynuyordur *. hatta onu amerikan karması denen şeye bile çağırmışlardır. bütün takım beyaz sarayda kokteyle davetlidir. başkanla tanışmanın en iyi yanı ise tam 15 tane dr peppers içebilmenizdir *. başkan kennedy forrest'a sorar
- amerikan karmasında olmak nasıl bir duygu?
forrest bombalar;
- çişim var! *
daha sonra başkan yine vurulur... *
forrest orduya katılır. yine bir otobüs ve yine tanışacak bir kişi vardır elbette. bu sefer de bubba ile tanışır. onun bütün sülalesi karides işi ile ilgilenmektedir ve o da orduda işi bitince karides işine girecektir... bubba devamlı karideslerden bahseder durur, forrest da dinler. amaaaaa amaaa orduda bir eğitim çavuşu vardır ki , ulan ben hayatımda bir insana bu kadar gülmedim yaaa!!! yoktur lan böyle bir şey! adamın replikleri , tepkileri vs... direkt bombadır. film izlerken cok dikkat edilesi bir adamdır...
forrest ve arkadaşları vietnam'a gönderilir. orada teğmen dan komutasındaki bir birliğe verilirler. teğmen dan'ın dedeleri savaşlarda ölmüştür. yani çok tecrübelidir *. bir gün bubba forrest'a onunla karides işine girip girmeyeceğini, yüzden 50-50 ortak olacaklarını ve kabul edip etmediğini sorar. forrest da kabul eder.. daha sonra birgün çatışmaya girerler , bütün müfreze yaralanır... forrest yine koşarak uzaklaştığı için sadece kıçından vurulmuştur. ama bubba yoktur! forrest bubba'yı bulmak için o çatışma alanına girer. her seferinde başka birisini kurtarır ama bubba yoktur. bir seferinde de teğmen dan'ı kurtarır. en sonunda bubba'yı da bulur. bubba yaralıdır. onu da kurtarır ama bubba çok geçmeden ölür... teğmen dan'ın ayakları yoktur artık , forrest da kıçından yaralanıp tam 1 milyon dolar almaya hak kazanmıştır fakat o paranın zerresini göremez. galiba ordu paraya el koymuştur *. forrest orda ping pong'a başlar. ona çok doğal gelmiştir. hayvan gibi de oynar zaten... bu arada teğmen dan'ı da eve yollamışlardır. bir süre sonra da forrest'ı... forrest başkent washington d.c'ye gider. orda yine jenny'i bulur. yine köfte ve patates gibi olurlar. fakat uzun sürmez. marien yine gider...
forrest'a şeref madalyası vermişlerdir. artık ünlü biridir de... televizyon'a çıkar. hatta john lennon'dan bile ünlüdür!
forrest new york'a gider. orada teğmen dan ile karşılaşır. yılbaşı yaklaşmaktadır. o yılbaşını teğmen dan ile geçirir. teğmen tekerlekli sandalyeye bağımlı , otelde kalan sakat bir adamdır. forrest ona karides işine gireceğini söyler , o da pek sallamaz fakat ''sen eğer karides teknesi kaptanı olursan , ben de senin ikinci kaptanın olacağıma söz veriyorum'' der. ping pong'da cok ünlü olan forrest amerikan ordu takımındadır ve yine başkanla görüşür. başkan sonra yine vurulacaktır tabi...
forrest artık terhis olmuştur. eve döner. o artık ünlü biridir. sponsor firmalardan birisi , onların ürünlerini överse ona tam 25 bin dolar vereceklerini söyler ve parayı bırakırlar. forrest parayı alır. verdiği bir söz vardır ve bunu tutacaktır. tabi ki karideş işine girecektir... parasının 24.562,47 $ ile karideş işine girer. kendisine bir tekne satın alır. teknesini ismi yoktur. isimsiz bir tekne uğursuzluk getirir. teknesinin ismi '' jenny'' olacaktır. forrest çok uğraşır fakat en fazla 5 tane karides yakalar *. bu bir süre daha devam eder... bir gün limanda birisi belirir. bu da kimdir? tabi ki teğmen dan!!! bu filmde herkes sözünü tutar! o da söz verdiği gibi 2.kaptan olmak için forrest'ın yanına gelmiştir. artık 2.kaptan teğmen dan'dır... birlikte sefere çıkarlar ama pek de bir şey değişmez. yine hiçbir şey yakalayamıyorlardır... derken; günlerden bir gün , büyük bir fırtına çıkar! her zaman ''tanrı nerede? hani nerede?''
diyen teğmen dan'a tanrı kendisini göstermiştir. tanrı ordadır! ama filmin burasında kayış kopar. teğmen dan o fırtına da geminin direğien çıkar öyle laflar söyler ki , şahsen ben gülmekten yarıldım lan * *. fırtına da batmamışlardır fakat kendileri haricindeki herkesin teknesi zarar görmüştür. artık tek karides teknesi onlardır! bütün karidesleri tek başlarına yakalarlar ve bir sürü gemi alıp , koca bir filo kurarlar... paraya da para demez i money derler! çünkü onlar gavur *. teğmen dan da artık tanrı ile barışmıştır sanki...bunu hiç söylemez ama forrest anlar...
--spoiler--
filmi alıyorsunuz , açıp izlemey başlıyorsunuz. filmin başında banklardan oturan saf görünümlü bir adam var. orada öylecek kayıtsızca oturmakta. dünyadan bihaber , sanki hiç yaşamamış gibi bir hali var. birazdan yanına bir kişi geliyor ve bir şeyler anlatmaya başlıyor. tabi ki o vazgeçilmez giriş repliği eşliğinde ''my name is forrest. forrest gump''. daha sonra başlıyor olaylar dizisi... forrest bacakları pek de iyi çalışmayan ve beli de bir deveninkisi gibi eğri olan iq seviyesi 75 lerde seyreden biraz aptal bir cocuktur. bacaklarında metallerle yürüyebilmektedir. yalnız bir annesi vardır ki , ona her şeyi anlatmanın bir yolunu bilen birisidir... forrest'a her zaman ''sen de diğerleri gibisin. hiçbir farkın yok onlardan. eğer tanrı hepimizin aynı olmasını isteseydi , hepimizin bacağına tel takardı'' der. annesi ve forrest büyük bir evde yaşamaktadır. oradan geçen gezginlere büyük evlerinin , birçok odasını kiralayarak geçimlerini sağlamaktadırlar. forrest'ın annesi zeki bir kadındır. evlerinden misafirleri hiç eksik olmaz. bir keresinde orada kalmak için gelen bir gitarlı genç forrest'a gitarda bazı şeyer gösterir. forrest'ta o metal kapli bacakları ile dans ederken kim bilebilirdi ki o gitarlı genç bir gün kral olacak... like elvis... birkaç gün sonra forrest okula yazılacaktır. iq su 75 olduğundan ve normal cocuklardan düşük olduğı için okul müdürü onu okula almaz fakat annesi onu okula yazdırmaya kararlıdır. her ne pahasına olursa olsun... bu paha müdürle yatmak olsa dahi... forrest okula yazılır. okul otobüsünde hiçkimsenin yer vermediği forrest'a sadece jenny yer verir ve o günden sonra köfte ve patates gibi olurlar... günler geçer , jenny ve forrest hep beraberdir. her okulda olan vandal cocuklar , bir gün marien ve forrest'ı okul yolunda sıkıştırırlar. marien o unutulmaz repliği orada yaratır ''run forrest! run!''. forrest de run'ar tabi. öyle bir run'ar ki , ayağındaki metaller dahi kırılır ve arkadasındaki bisikletli cocuklar rüzgarına bile yetişemez... artık her yere koşarak giden bir forrest vardır... jenny'ın babası çok sevecen bir adamdır. onu ve kız kardeşlerini hep sevip okşuyordur... jenny her seferinde due etmektedir; ''yüce tanrım! burdan çok çok uzağa uçmam için beni kuş yap!''... ama tanrı onu kuş yapmaz...
artık büyümüşlerdir. forrest üniversite'ye gider. orada daldığı futbol sahasından bir amerikan futbolu oyuncusu olarak çıkabileceğini kim düşünebilirdi ki ama? ama çıkar işte. amerikan futbolu oyuncusu olur. topu eline verirler ve sadece koşar. koşar, koşar, koşar... rüzgar gibi koşar... saha bitmesine rağmen yine koşar! o arada takım koçunun söylediği söz ise seyirciyi 2'ye yarar ''yaşayan en aptal orospu çocuğu ama kesinlikle hızlı! muahah''...
üniversitede işler karışıktır. başkan vurulur...
üniversite çabuk bitmiştir. çünkü çok futbol oynuyordur *. hatta onu amerikan karması denen şeye bile çağırmışlardır. bütün takım beyaz sarayda kokteyle davetlidir. başkanla tanışmanın en iyi yanı ise tam 15 tane dr peppers içebilmenizdir *. başkan kennedy forrest'a sorar
- amerikan karmasında olmak nasıl bir duygu?
forrest bombalar;
- çişim var! *
daha sonra başkan yine vurulur... *
forrest orduya katılır. yine bir otobüs ve yine tanışacak bir kişi vardır elbette. bu sefer de bubba ile tanışır. onun bütün sülalesi karides işi ile ilgilenmektedir ve o da orduda işi bitince karides işine girecektir... bubba devamlı karideslerden bahseder durur, forrest da dinler. amaaaaa amaaa orduda bir eğitim çavuşu vardır ki , ulan ben hayatımda bir insana bu kadar gülmedim yaaa!!! yoktur lan böyle bir şey! adamın replikleri , tepkileri vs... direkt bombadır. film izlerken cok dikkat edilesi bir adamdır...
forrest ve arkadaşları vietnam'a gönderilir. orada teğmen dan komutasındaki bir birliğe verilirler. teğmen dan'ın dedeleri savaşlarda ölmüştür. yani çok tecrübelidir *. bir gün bubba forrest'a onunla karides işine girip girmeyeceğini, yüzden 50-50 ortak olacaklarını ve kabul edip etmediğini sorar. forrest da kabul eder.. daha sonra birgün çatışmaya girerler , bütün müfreze yaralanır... forrest yine koşarak uzaklaştığı için sadece kıçından vurulmuştur. ama bubba yoktur! forrest bubba'yı bulmak için o çatışma alanına girer. her seferinde başka birisini kurtarır ama bubba yoktur. bir seferinde de teğmen dan'ı kurtarır. en sonunda bubba'yı da bulur. bubba yaralıdır. onu da kurtarır ama bubba çok geçmeden ölür... teğmen dan'ın ayakları yoktur artık , forrest da kıçından yaralanıp tam 1 milyon dolar almaya hak kazanmıştır fakat o paranın zerresini göremez. galiba ordu paraya el koymuştur *. forrest orda ping pong'a başlar. ona çok doğal gelmiştir. hayvan gibi de oynar zaten... bu arada teğmen dan'ı da eve yollamışlardır. bir süre sonra da forrest'ı... forrest başkent washington d.c'ye gider. orda yine jenny'i bulur. yine köfte ve patates gibi olurlar. fakat uzun sürmez. marien yine gider...
forrest'a şeref madalyası vermişlerdir. artık ünlü biridir de... televizyon'a çıkar. hatta john lennon'dan bile ünlüdür!
forrest new york'a gider. orada teğmen dan ile karşılaşır. yılbaşı yaklaşmaktadır. o yılbaşını teğmen dan ile geçirir. teğmen tekerlekli sandalyeye bağımlı , otelde kalan sakat bir adamdır. forrest ona karides işine gireceğini söyler , o da pek sallamaz fakat ''sen eğer karides teknesi kaptanı olursan , ben de senin ikinci kaptanın olacağıma söz veriyorum'' der. ping pong'da cok ünlü olan forrest amerikan ordu takımındadır ve yine başkanla görüşür. başkan sonra yine vurulacaktır tabi...
forrest artık terhis olmuştur. eve döner. o artık ünlü biridir. sponsor firmalardan birisi , onların ürünlerini överse ona tam 25 bin dolar vereceklerini söyler ve parayı bırakırlar. forrest parayı alır. verdiği bir söz vardır ve bunu tutacaktır. tabi ki karideş işine girecektir... parasının 24.562,47 $ ile karideş işine girer. kendisine bir tekne satın alır. teknesini ismi yoktur. isimsiz bir tekne uğursuzluk getirir. teknesinin ismi '' jenny'' olacaktır. forrest çok uğraşır fakat en fazla 5 tane karides yakalar *. bu bir süre daha devam eder... bir gün limanda birisi belirir. bu da kimdir? tabi ki teğmen dan!!! bu filmde herkes sözünü tutar! o da söz verdiği gibi 2.kaptan olmak için forrest'ın yanına gelmiştir. artık 2.kaptan teğmen dan'dır... birlikte sefere çıkarlar ama pek de bir şey değişmez. yine hiçbir şey yakalayamıyorlardır... derken; günlerden bir gün , büyük bir fırtına çıkar! her zaman ''tanrı nerede? hani nerede?''
diyen teğmen dan'a tanrı kendisini göstermiştir. tanrı ordadır! ama filmin burasında kayış kopar. teğmen dan o fırtına da geminin direğien çıkar öyle laflar söyler ki , şahsen ben gülmekten yarıldım lan * *. fırtına da batmamışlardır fakat kendileri haricindeki herkesin teknesi zarar görmüştür. artık tek karides teknesi onlardır! bütün karidesleri tek başlarına yakalarlar ve bir sürü gemi alıp , koca bir filo kurarlar... paraya da para demez i money derler! çünkü onlar gavur *. teğmen dan da artık tanrı ile barışmıştır sanki...bunu hiç söylemez ama forrest anlar...
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar