bugün

kuantum

Fiziğin, hakkında en az şey bilinip üzerinde en çok konuşulan alanıdır, ki bu konuda en çok konuşanlar da ne yazık ki fizikçiler değildir...

Söylenenin aksine newton fiziğini yıkmamıştır; öyle bir suçu günahı yoktur. Newton mekaniği hala dimdik ayaktadır, ki fizikçiler buna "klasik mekanik" derler...

Yine söylenenin aksine "biliminin bir dalı olmaktan çok daha öte, bir felsefesi bakışın.." değildir, bizzat fizik ve hatta matematiğin en hayranlık uyandırıcı buluşlarındandır. Bu nedenledir ki felsefeciler anlamakta güçlük çekerler. Ne yazık ki kuantum mekaniğini anlayabilmek için ciddi bir matematik görgüsüne gereksinim vardır... "anlayabilmek"ten kasıt kuşkusuz matematiğidir, kuramın felsefi sonuçları hayal güçlerini zorlar, ancak bunun ilacı ne yazık ki felsefecilerde değil, matematik bilen fizikçilerde aranmak zorundadır... schrödinger'in kedisi, belirsizlik ilkesi ya da epr paradoksu gibi kavramları, barındırdığı matematiksel denklemler silsilesini bilmeden ağza almak gaflettir...

Kuantum kuramını e=mc^2 ile ilişkilendirmek hata olur, çünkü, einstein'in bu eşsiz denklemi, görelilik kuramıyla özdeşleştirilir... Einstein'in kuantum mekaniğine katkıları yadsınamayacak kadar çok olsa da, kuantum kuramını inşa edenler arasında ilk sıralara pek girmez...

sivil sözlük alıntısıdır