bugün

en yakın arkadaşın evlenmesi

nikah salonundaydık. şahidiydim o'nun. birinin nikah şahidi olmanın ne kadar büyük bir onur olduğunun farkındaydım. kız tarafının şahidi ise, gelinin dedesiydi. gergin, aynı zamanda da mutluydum. mutluluğum, yıllarımızı beraber geçirdiğimiz arkadaşımın gözlerinin içinin gülmesiyle ilgiliydi sanırım. beraber kız tavlamaya çıkıp, zaferle ayrılmamızın sonrasında bile bu kadar saadet dolu olduğunu görmemiştim hiç. bu, sevdiceğiyle tanışana kadardı tabii ki. onunla olduktan sonra gözü başka hiç kimseyi görmemişti.

memur, malum soruyu sorduğunda 'haaaeveeett' şeklinde esprili bir cevap verdi arkadaşım. yıllarca bu komikliği yapanlarla dalga geçmiştim. ama o an güldüm. neden bilmiyorum. çok şirin gelmişti bana. gelin de evet dedi. birden titreme geldi vücuduma. üşüyordum. o'nu kaybetmek üzereydim.

sıra yaşlı amcayla bendeydi. önce yutkundum sonra da şahitlik ettiğimi belirttim. amca ise yaşının da verdiği avantajla yıllardır o binada şahitlik ediyormuşçasına gayet profesyonelce yaklaştı olaya. kahramanlarımız, imzalarını atarken gözlerimin dolduğunu fark ettim. gözyaşımın akmaması için gözlerimi kapatmamam gerekiyordu. fiziksel olarak mümkün olmadığından, daha fazla direnemedim ve yanaklarımdan bir çift damla süzülüverdi. neyse ki kimse anlamamıştı. herkes salonu terk ederken, o karambolde tuvalete gidip hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. kafamı kaldırdığımda temizlikçi karşımdaydı. muhtemelen kabız olduğum için sıçamadığımdan ağladığımı sandı.

ilk üç paragraf romantik yazarlarımız için yazıldı. entrynin bundan sonraki kısmına isterlerse devam etmeyebilirler. olay böyle gelişmedi çünkü.

pezevenk arkadaşım nikah şahidi olarak saçma sapan bi adam belirledi. ulan onca yaşanmışlıklardan sonra yapılır mı bu be. söyledim zaten. vurdum yüzüne. yıllarca yediğin içtiğin ayrı gitmesin. play stationda sırt sırta verip rakiplerini dize getir. tam otururken sandalyeyi altımdan çek. sonra git şahit olarak amcanın dayısının kızının torunu mudur nedir onu belirle. ayıp ulan. nerdeyse takacağım bileziği saklayıp, onun yerine 50 lira ittirecektim çaktırmadan. aşırı sinirlendim.

o değil de şimdi ben bu aktiviteleri kimle yapıcam. hemen hemen tüm arkadaşlarım da evlendi zaten. allah korusun bende mi evleneyim yani? onu mu istiyorsunuz? hangi kız benimle pes2009 oynar ki? hangisi saldalyeyi altımdan çeker ki he?

ya bazen şu ibne arkadaşlara çok özeniyorum. pardon eş cinsellere. cinsel hayat açısından söylemiyorum. aman yanlış anlaşılmasın. evlerden ırak, orası ayrı. adamlar rahat ama be. sonuçta öyle ya da böyle tarafların ikisi de erkek. oyununu oyna, kendi aranda küfürlü konuş, ensesine şaplat falan. çiftlerin bunları yapabilmesi çok hoş bence. ah şu birbirlerine kayma olayları olmasaydı işte.

neyse artık. her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır. aynı zamanda gülü seven dikenine katlanır. biz aşk-ı memnu'yu izlicez, onlar da birbirlerini şey yapıcaklar. saygı duyuyorum. zor ama ya. hayat çok zor.