bugün

ulusalcıların sosyalizmi ateizm olarak algılaması

üzerine uzun bir yazı yazılabilecek, tez konusu olabilecek başlık. bu ülkeyi kuran ve bir ulus devlet yapmaya çalışan düşünce kimlerden çıkmıştır sorusuna cevap aramak gerekir. ittihat ve terakkiyi kuran yada destek veren kadrolarda yer alan yahudiler ve aleviler ilk akla gelen isimlerdir. türkiye cumhuriyetinin bir cumhuriyet olmasına, mesrutiyetlerin ilanına katkı veren bu kadrolar lozan antlaşmasına katkı vermeleriyle de ön plandadır. haham Haim Naum'u bilenler bilir. bazıları haim naum'un yahudi azınlık haklarını korumak için orda olduğunu iddia eder ki bunlarda ulusalcı tayfadandır, Lozan Antlaşması ile gayrimüslim dini azınlıklara azınlık hakları tanınırken Türk Yahudi Cemaatı yöneticileri 15 Eylül 1925 tarihinde aldıkları bir kararla Lozan'ın Şahıs Hukuku alanında (Madde 42) düzenlediği azınlık haklarından feragat etti. yani azınlık haklarını korumak için orda bulunuyorsa aldığı bu haklardan neden feragat etsinler? ulusalcılığın başlangıcı yahudi ve alevi topluluğuna bağlı iken sosyalizm gibi dini inançları kenara bıraktıran gerçek laikliği isteyen bir ideolojiye karşı dinsizlik gibi gösterip sünnilerle birlikte davranıp, kendi laik anlayışlarıyla sünniliği dışlamaya çalışmaları yadsınanmamalıdır.

ulusalcılık atatürk devrinde yeterince güçlü olmasa da inönü gibi ulusalcı birinin başa geçmesi ve o günkü konjonktürde hızla yükselmiştir. türkiye ulusalcılarına sonradan katılıp üniversitelerimize almanya'dan göç etmek zorunda kalan ve yeni nesillerin eğitimli aydınlarını yetiştiren alman yahudilerinin katkıları unutulmamalıdır. onlara göre bu ülke bizden çok onların malıdır. o yüzden halkın görüşünden çok aydın dediğimiz bu kesimin görüşlerini üstün tutarlar. bir yahudiye göre serbest ticaretin olmaması doğal olarak ateist olmayı gerektirir.