bugün

şehit annelerine açık mektup

şehit annelerine bile "aman chp'ye mhp'ye gitmeyin, yine akp'ye oy verin" mesajı vermek kaygısıyla yazılmış mektup. durun lan bi daha, bir yıldan fazla var seçime ne bu hesap kitap? şehit anneleri ile parti isimlerini bir arada kullanmak bile zuldur ya, tek derdi seçimde kürt açılımı şaklabanlığıyla beraber özellikle büyük şehirlerdeki kürtlerin oylarını ellerini oğuşturarak beklerken milliyetçi tabanının oylarından da olmak istemeyen aç gözlü partinin bu icraatına da şaşmamak lazım.

akp politikalarından memnun olmayan kesimin korkularını, tereddütlerini dile getiren kesimleri, demokratlığı ve cumhuriyetçiliği kimseye bırakmayanların eleştirmesinin tek bir sebebi var, içine gömüldükleri takiyye kültürü. şehit ailelerinin tepkilerini sanki muhalefet partileri hazırlamış gibi sunmak türk siyasi gündeminden bihaber olmak demektir. abdullah gül'ün ağzından "çok iyi şeyler olacak, bekleyin" muştusu duyulduğundan beri, zaten artan terörle tedirgin olan şehit aileleri iyiden iyiye paniğe kapıldılar. yeri geldi akp binasından içeri alınmadılar, yeri geldi başbakan randevu vermedi. başbakanın şehit ailelerinin hassasiyetindense ayrılıkçı kürtlerin hassasiyetini ön plandan tuttuğu gerçeği ile yüzleşmek zorunda kaldılar. bunların müsebbibi oldukları sürece mi destek vermelerini istiyosunuz sayın kaplan?

iktidara geldiğinde tahammül edilebilir seviyeye indirilmiş olan terörü -ki düşük yoğunluklu çatışmanın temel faktörüdür- tekrar ülke gündemine sokan, terörle mücadelede basiretsiz yöntemler izleyen iktidar partisinin şımarttığı terör örgütü yandaşları ümraniye'de istanbul'un göbeğinde belediye otobüsünü boşaltıp yakacak kadar gemi azıya almış durumda iken bunu göre şehit ailelerinin ne tepki vermesini bekliyorsunuz? 34 tane itin hacı kafilesi gibi karşılmasına ne tepki göstermesini istiyorsunuz bu ailelerin? 34 tane itin ayağına savcı yollanıp, hukuki danışmanlık yaparcasına, şunu deyin, bunu demeyin serbest bırakalım demelerine rağmen, "hayır, pişman değiliz, önderlik yolladı, sayın öcalan'ın çağrısıyla geldik" demelerini nasıl karşılasın bu aileler? hergün bir dtp'liden "muhattap sayın öcalan'dır" cümlelerini duyan bu mukaddes annelerin ne tepki vermesini bekliyorsunuz?

merak ediyoruz, dini motiflerle süslediğiniz yazınıza patronunuz, altan ya da sevan nişanyan neler söyledi? kimlerin yanında kalemşörlük yapıyorsunuz da gelip dinden imandan bahsediyorsunuz? dininiz acaba feriştah yazısının sahibi sevan nişanyanlarla, ahmet altanlarla ilişkinize nasıl bakar hiç düşündünüz mü? içki satılan dükkandan alışverişi yasaklayan bu din her yazısında allaha ve sevgilisine hakaretler yağıdıran yazarlarla aynı kaptan nemalanmanıza nasıl bakar bir saniye olsun aklınızdan geçti mi?

süreçten kendisine fayda sağlayan bir takım aşağılık adamların varlığı ortada savaş olduğu gerçeğini değiştirir mi? vatan savunmasını milletin gözünde yanlış insanların yararına bir işmiş gibi göstermeye çalışmakla amacınız ne sizin? ölen insanlar "ne mutlu laikim" dedirtmek isteyen insanlar için şehit olmadı sayın yazar, eğer onlar olmasaydı bugün istanbulun göbeğinde otobüs durdurup yakanlar o zaman evinizi yakacaktı belki de. o insanlar sizin için, bizim için şehit oldular, allah rızası için şehadet şerbetinden içtiler. allah onlarınn şefaatine nail eylesin, bu aşağılık oyunlarınızla girdiğiniz haklarını kendileri soracaktır sizlere.

bu süreçten nemalanan insanları gerçek müsebipler gibi ortaya sunup eline silah alan güruh hakkında ettiğiniz kelamların sadece "Evet, keşke müsebbiplerin zulmüne karşılık kimse eline silah almamış olsaydı ve bu kanlı 25 yılı yaşamamış olsaydık, ama yaşadık" tan ibaret olmasına ne demeli? arka taraftaki isimleri görmekle kafayı bozmak yerine gözlerinizin önündekini görseniz biraz, daha mantıklı değil mi? "Halbuki silah bırakanların yurtlarına döndüğü gün ordumuz Kandil'e bomba yağdırdı. Üstelik hâlen operasyonlarına devam ediyor" ağıtınıza ne demeli ya? silah bırakanların ateşkeş ilan ettiğini devletin bu ateşkese uymadığını söylüyorsunuz. bu mudur sizin samimiyetiniz? hangi devlet dağlarındaki eşkiyaya karşı eli kolu bağlı oturacaktır? terörü sona erdirmenin tek yolu kayıtsız şartsız pkknın teslim olmasıdır, devlet silah bırakmaz! ama sizin dtp ağzıyla konuşmanızı da yadırgamıyoruz biz!

islam'da merhamet kadar kıyas hakkının olduğunu neden hatırlamıyorsunuz peki yazar hanım? allah yarattığı insan fıtratı gereği kıyas hakkını meşru bir hak olarak dine koymamış mı? siz nasıl bu haklarından vazgeçmelerini istersiniz? kimsiniz siz? hz vahşi örneğini vermişsiniz. alemlere rahmet hz peygamber(sav) vahşi'yi affetmiş de ne demiş onu biliyor musunuz? hayatı boyunca hz vahşi'nin efendimiz'in "bir daha gözüme görünme" lafı üzerine gözüne görünmediğini biliyor musunuz? hz vahşi ile 34 tane itin gösterisini beraber değerlendirin bakalım ne sonuca ulaşacaksınız. bir tarafta her şeyden evvel pişman olan hz vahşi, bir daha peygamberimize görünmeyen hz vahşi, diğer yanda "hayır pişman değiliz, sayın öcalan'ın çağrısıyla geldik diyen", gösteriler yapan 34 tane it. hz vahşinin böyle bir şey yapması durumunda efendimizin tepkisi ne olurdu peki hiç düşündünüz mü? hz vahşi'de öbür tarafta sizden hakkını isteyecek şüpheniz olmasın.

hülasayı kelam; taraf gazetesinin değirmenine su taşıyan islami hassasiyetleri yüksek kesime hitap eden yazarının akp nin oy kaybını engellemek için yazdığı aşağılık bir yazıdır.