fifty first dates

adam gibi adam: adam sandler...

hoşgörün şebekliklerini. sentimental zevzeklik; ki en çok yakışan ona... her gün yine yeniden drew barrymore'u kendine aşık etmeye çalışan, yeri geldiğinde şebelek olan, geri geldiğinde şaplak yiyen lakin yılmaz vazcaymaz sebatkar bir aşk adamı o...

şimdi sorarım ben, aşk için ölmeli aşk o zaman aşk mı yoksa aşk için dozunda şebeklik yapmalı aşk o zaman mı tatlı?

şimdi yine sorarım, hangimiz adam abi'nin bu yaptıklarını yapabiliyoruz? misal ben, bi kere hayır cevabını aldığım zaman (bilemedin maksimum ikinci hayırımsıda) "sana mutluluklar sözüm kardeşçe nalan" diyor ve gidiyorum. "dur gitme benimkisi sadece nazdı, anlaşılan sen naz çekemeyenler ekolündenmişsin, dur gitme, bu aşka yazık etme." serzenişiyle geri döndürenini de henüz görmedim.

şimdi yineler ve sorarım, hangimiz adam abi'nin bu yaptıklarını yapabiliyoruz? misal sen, siz, hepiciğimiz. yapmayın. etmeyelim. adam abi'nin izinden gidelim. gidelim ki rumeeentik komedi filminden bile yüzeysel çıkarımlar yapacak konuma gelmeyelim. tarih bunları yazmasın. biz tarihi altın harflerle, über deyişlerle yazalım.

beyler; yes, we can... *