bugün

baadir

seviyeden mi bahsediyoruz? haydi bakalım.

galatasaray'a fransız tohumu demek nasıl bir kabahattir önce bunu açmak gerek o halde. tohumları fransız kültürüyle atılmış olan, fransız aristokrasisinin türk topraklarına girdiği anda evi saydığı mektebi sultaniyenin ürünü olan bir galatasaray kulübünden söz ediyoruz değil mi? bunu kabul etmek bu kadar zor mu? çok mu acı? 'türk olmayan takımları yenmek için kurulmuş bir kulüp' olayı tamam, ama bunlar tamam değil dimi? yani kazan doğurunca doğrudur, ölünce yalan. peki.

fenerbahçe cemiyetinin önderleri vatanı sattı, atatürk onları astırdı gibi götünden elementler uydururken, üç beş reyting şaklabanının sözlerinden referans alıp tarih yumurtlarken sorun yok ama değil mi? fransız tohumu hakaret, vatan hainliği suçlaması bundan aşağı değil mi?

kankişler servetin bacağı size girsin derken hayat ne güzel değil mi? pascal-zenci edebiyatlarıyla espri yaparken ne kadar gülüp eğleniyoruz, kuşla böcekler falan. ama aynı çizgide konuşan bir rakip gördüğümüzde aklımıza hemen seviye geliyor, ahlak geliyor. servetin bacağı entry si okunmuyor, fransız tohumu entrysine destanlar yazılıyor, adamın biri çıkıp demez mi ''bu ne yaman çelişki anne'' diye?

aynı yolun yolcuları ne zamandan beri birbirine senin yolun yanlış diyor efendi? sen önce kendi kapının önünü süpüreceksin; bak bu yazar benim cancişim ama servetin bacağı pascal ın siki denilince hop diyeceksin, biz de diyeceğiz ki ulan ne samimi adam, harbi adam. ama terbiyesizlik sarı kırmızı olunca gülücüklü smiley, sarı lacivert olunca tüü rezil dimi? o zaman ben de sana hadi ordan seksi diyor; gözlerinden öpüyorum.

tanım: fenerbahçeli yazardır, sözlüğün yorum adabı neyse ondan fazlasını yapmayandır.