bugün

pablo escobar

hayatının anlatıldığı "killing pablo" adlı kitapta, hakkında şu şekilde bahsedilir.
" Pablo daha küçük yaştayken, insanlara nasıl hükmedileceğini biliyordu. herşeyin bir anda biteceğini de biliyordu. herşeyini ona göre planlamıştı. planı tıkır tıkır işliyordu. emrindeki binlerce adam, kokain sevkiyatı yapan sayısız araç ve uçak, aklanmayı bekleyen milyarlarca dolar. hepsi pablo'nun avucunun içindeydi. fakat her insan gibi oda kusursuz değildi. kendi zaafları vardı. asla bir kadının ağına düşmez, sekse önem vermez, silahısız banyoya bile girmezdi. çok temkinliydi. ta ki, amerikan konsolosluğunu bombalatana kadar.
her yıl, 300 ila 600 milyon doları köylülere dağıtıyordu. birçok kişi yerini bildiği halde, ölüm pahasına konuşmuyordu. o, hitler kadar etkileyici, einstein kadar zekiydi. ancak bütün yeteneklerini uyuşturucu kaçakçılığında kullanınca sonu kaçınılmaz oldu.
o, belki nobel ödülü almış bir bilim adamı yada oscar kazanmış bir yönetmen olabilirdi. o ise birinci viteste geri geri gitmeyi seçmişti.gitişti de. ancak motor bir yere kadar dayandı."
Ayrıca pablo escobar, beyaz saray önünde dalga geçercesine fotoğraf çektirmiştir. mehmet ali birand 32,gün programında, bu fotoğrafı, "umarsızlığın sınır tanımayan resmi" diye tanıtmıştı.
bodrum gibi tatil yörelerinde, arkasında pablo escobar yazan tişörtler kapış kapış gider.