bugün

yol

yol bitmedi...
kaybolduğum her noktasında,
önümü arkamı, sağımı solumu öyle sobelemişsin ki kaçamadım.
her başladığında daha daha uzayan
perspektifinin acımasız çaprazlamasında
o kadar büyüktüm ve
o kadar küçüldüm ki bilemedim.

beynimin her kıvrımıyla ezberlediği parsellerinde
yollarını aklımda çizdim.
ortasındaki çizgileri saymaya sıkılmadan,
geçilen her santimetreyi sanrılarımla destekleyip,
sokak tabelalarından kombinasyon-ismini yaptım
vefakat gittim.

bırakmadın.

bir kol, bir bacak yarım elma.
yarım akıl yarım cümle...
yarımı arkamda bıraktım,
yarını çöpe attım,
yarını sende bıraktım.
cümlesizim.

dikenli taşlı, uzun yolum uzayıp gittikçe,
bastığım her kare hüzünle taştıkça,
çığ ateş, felaketlerim gökten yağdıkça..
gülemedim
zira ben izci değilim.
olsaydım aldığım yoldan geri gelir,
seli yutar, selden kaygımı kurtarır
yolumu bulurdum.

gözlerin kesik kesik
aklımın damarlarında gezinebilse bile
satır satır baksanda ruhuma,
acımın acınla katlandığını
arkamın arkasında kendi aynalarını göremezsin
çizdiğim sahil yolunu bulamazsın,
sen onu göz pınarlarınla temizledin.

hayatım.. uzayıp kıvrılan yolumsun, gitmezsem, olamazsın.