bugün
- 26 nisan 2024 adana demirspor galatasaray maçı38
- anın görüntüsü19
- türkiyede çok abartılan arabalar18
- nickini google da aratınca çıkan ilk görsel13
- avrupanın yarrağı yemesi yakındır20
- nervio'nun ellerinde cenneti koklamak9
- cumaya gidenlerin çok azalması13
- antalya'ya abartılmış şehir diyen göt10
- uzağı göremeyen insan10
- istanbul suriyenin başkentidir9
- pahalılıktan dolayı suriyeye dönen kadın8
- almanya8
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım11
- boşuna yaşıyorum hissi19
- icardi1905 silik olsun kampanyası38
- kekeme olan biri doktor olurmu8
- azerileri çok seviyorum ne yapmalıyım13
- genç kızlıktan teyzeliğe geçiş13
- yakışıklı erkeği çirkin gösterecek şeyler8
- sözlük kızlarının don renkleri20
- kanınıza rengini verir misiniz15
- aristoteles'in orta yolu10
- arkadaşlar cumaya neden gelmediniz12
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri15
- patiswiss14
- integralin müfredettan kaldırılması12
- bir sözlük kızı ile yakınlaşmak16
- manyak olmaya karar verdim silik olsun kampanyası14
- ak partiliyi çok fena döven chp belediye başkanı18
- bik bik moderatör olsun15
- 22 şubat 2024 sparta prag galatasaray maçı14
- birini donuzlayarak ceza vermek9
- kalbin sadece bir kişiyi seveceği saçmalığı10
- arkadaşlar biri var18
- karınıza range rover alır mısınız25
- kent lokantası niye bedava değil demek22
- evlilik17
- ali erbaş9
- escort fiyatlarının güncellenmesi12
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi11
- modern kadinin ucuz ve kolay ulasilabilir olmasi17
- nervio'ya aşık olmak10
- balayını italyada yapmak isteyen nişanlı14
- futbolcu ismiyle nick almak14
- chp'li o tekin'in öcalan'ın fotosu ile pozu16
- demet akalın'ın zeka seviyesi12
- gina carano9
- icardi19059
- türkiye işçi partisi9
- ellerim bos gonlum hos9
özyaşamöyküsel kitabı sırça fanus'ta merkeze kendisini koyup, kendi etrafında dönüp duran yine kendi bunalım dolu anlarını yazdı.
"Kolejde okurken yazarlık derslerine kabul edilmediği için bunalıma giren ve bir süre psikolojik tedavi gören Plath, rahatsızlığı sırasında uyku hapıyla intihara kalkıştı. "
bazı bedenler vardır kendi ruhlarına dar gelen. işte o'nun ruhu da böyle bir ruhtu. o küçük, hastalık sarı bedenine sığmayacak kadar büyük olan bu ruh, yetmezcesine giderek daha fazla büyüdü. saçları uzadı, şah damar dişleri çıktı. bu dönemlerde sylvia, kendisini mutsuz eden dış dünyayla bağlantısını neredeyse koparmış ve sadece kendi dünyasında ki kendini huzurlu kılacak şeylerin izini sürmeye başlamıştı. bunları yaparken kocasına kadınlık, çocuklarına annelik yapmaya devam etti. aslında o'na göre hiçbir intihar girişimi "başarısız" değildi. "başarısız" sonuçlandığı söylenen intihar girişimlerinde kimse görmeden yavaş yavaş ölmeyi çok iyi başarıyordu. *çünkü çevresindeki herkesten önce öğrendiği bir gerçek vardı; bir bedeni bir başka beden öldürebilirdi evet, ama bir ruhu kendinden başka bir ruh öldüremezdi.
sylvia için yazdığım kısa bir yazı ile bitiriyorum;
içinde koşuşturan bir çocuğun varlığından sözederdin ya hep, şimdi o kız cocuğu büyümüş, serpilmiş olmalı; intihar yaşı gelmiş.. Ayıp değil, inan hiç ayıp birşey değil gezegenlere bir can borçlu olmak. Saçların karanlığa doğru uzuyor acının çekim gücü karşısında. Ve ben,"ne yapsak boş" gibi bir cümleyi Marmara'nın tuzuyla yıkıyorum. Daha lezzetli olsun, daha da acıtsın diye. Çok nefis ayrılıklarla sarıp sarmalıyoruz içinde endişe ve öğrenilmemesi gerek bir geçmiş olan zamanı. Sonra oturup, sessizce masallar okuyoruz içindeki kız çocuğuna. Ve inatla devam ediyoruz "benim masal yaşım geçti, artık acı ne demekmiş biliyorum" deyip bir damarı, bir ömrü yüzümüze kapatmış olsa da.
Ah zaman.. Yel değirmenleriyle savaşmak bizim neyimize? Görmüyor musun; yaşanılmamış anlar sel olup akıyor o yüzsüz o engebeli sokağında.Ve bugün kor gibi yakan bir Cuma.
Saçların vardı; kısa, kısacık. Benim bu kısa ömrüme doğru uzayan. içindeki çocuğa söyle artık ölebilir. Artık ince bir bağırsakla asabilir kendini hatıralarıma.
"Kolejde okurken yazarlık derslerine kabul edilmediği için bunalıma giren ve bir süre psikolojik tedavi gören Plath, rahatsızlığı sırasında uyku hapıyla intihara kalkıştı. "
bazı bedenler vardır kendi ruhlarına dar gelen. işte o'nun ruhu da böyle bir ruhtu. o küçük, hastalık sarı bedenine sığmayacak kadar büyük olan bu ruh, yetmezcesine giderek daha fazla büyüdü. saçları uzadı, şah damar dişleri çıktı. bu dönemlerde sylvia, kendisini mutsuz eden dış dünyayla bağlantısını neredeyse koparmış ve sadece kendi dünyasında ki kendini huzurlu kılacak şeylerin izini sürmeye başlamıştı. bunları yaparken kocasına kadınlık, çocuklarına annelik yapmaya devam etti. aslında o'na göre hiçbir intihar girişimi "başarısız" değildi. "başarısız" sonuçlandığı söylenen intihar girişimlerinde kimse görmeden yavaş yavaş ölmeyi çok iyi başarıyordu. *çünkü çevresindeki herkesten önce öğrendiği bir gerçek vardı; bir bedeni bir başka beden öldürebilirdi evet, ama bir ruhu kendinden başka bir ruh öldüremezdi.
sylvia için yazdığım kısa bir yazı ile bitiriyorum;
içinde koşuşturan bir çocuğun varlığından sözederdin ya hep, şimdi o kız cocuğu büyümüş, serpilmiş olmalı; intihar yaşı gelmiş.. Ayıp değil, inan hiç ayıp birşey değil gezegenlere bir can borçlu olmak. Saçların karanlığa doğru uzuyor acının çekim gücü karşısında. Ve ben,"ne yapsak boş" gibi bir cümleyi Marmara'nın tuzuyla yıkıyorum. Daha lezzetli olsun, daha da acıtsın diye. Çok nefis ayrılıklarla sarıp sarmalıyoruz içinde endişe ve öğrenilmemesi gerek bir geçmiş olan zamanı. Sonra oturup, sessizce masallar okuyoruz içindeki kız çocuğuna. Ve inatla devam ediyoruz "benim masal yaşım geçti, artık acı ne demekmiş biliyorum" deyip bir damarı, bir ömrü yüzümüze kapatmış olsa da.
Ah zaman.. Yel değirmenleriyle savaşmak bizim neyimize? Görmüyor musun; yaşanılmamış anlar sel olup akıyor o yüzsüz o engebeli sokağında.Ve bugün kor gibi yakan bir Cuma.
Saçların vardı; kısa, kısacık. Benim bu kısa ömrüme doğru uzayan. içindeki çocuğa söyle artık ölebilir. Artık ince bir bağırsakla asabilir kendini hatıralarıma.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar