bugün

düşün ki o bunu okuyor

Seni çok seviyorum, hâlâ.
Sana rağmen.
Hoş, ne kadar seversen sev, karşındakinin anlayabildiği kadardır sevgi de.

Ben seni, onca zamana, onca olan bitene rağmen cüzdanımdaki fotoğrafının yerini değiştirmeyecek kadar, çok özlediğim ve dayanamayacak hale geldiğim zamanlarda fotoğrafını göğsüme bastırarak saatlerce ağlayacak kadar çok seviyorum, hâlâ.

"Çok sevmek bana zarar veriyor," derken, hayatımda var olan tüm insanlara, sevginin nankörü olan birçoklarınaydı lafım, sana değil.

Ben seni, tüm kalp kırıklıklarıma rağmen çok seviyorum hâlâ. Yanımda olmayışın, bunca şeyin oluşu ve aramıza bunca zamanın girmesine rağmen.

"Bazı şeylerin düzeleceğine dair umudumu kaybettim," derken hayattan bahsetmiştim oysa ki, sensiz manasız olan hayata, ve geleceğe.
Şarkının da dediği gibi 'gözleri görmeyen birine gökkuşağının renklerini anlatmak kadar manasız' olan hayataydı.

Aslında bir çoğu, sana kavuşamıyor olmanın ve bunların yaşamış olmanın üzüntüsü.
Anlamadın, anlamıyorsun.

Ben hâlâ her anda, her sohbette seni düşünecek kadar, seni anlatacak kadar, senin dışında bir ihtimalden nefret edecek kadar çok seviyorum seni.
Anlamıyorsun.

Canımı daha çok acıtmaksa eğer amacın daha fazlası yok, üzgünüm.
Daha fazla acıtamazsın.

Ben hâlâ çoğu gece rüyamda seni görecek kadar, hâlâ her gece bize ağlayacak kadar çok seviyorum.
Anlamıyorsun.
Olsun, asıl senin canın sağolsun.

Ben mi?
Dediğim gibi, şu sıralar en son umrumda olan şey canımın sağ olması.
Benim canım sağ falan olmasın artık, lütfen.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar