sevgi

insanlar çiçek gibidirler. Değerlerinin bilindiği yerde güzelliklerini açığa çıkarırlar. iki ağabey ve bir kız kardeşin dünya tatlısı olmakla birlikte çok asil ve efsanevi bağlılığını okuyoruz. Yazarın ve yazılara konu olan kişilerin ülkücü oldukları düşünülünce emine ışınsu ve galip Erdem'in arasındaki gibi kederde ve sevinçte ortak bir kardeşlik ilişkisi olduğunu düşündürüyor ama emine ışınsu olsaydı bu kadar derinlikli anlatabilir miydi doğrusu emin değilim. Osman oktay'ın kendini unutan adam adlı romanında bahsedilmiş biraz ama ben Yüksel, Babür ve kız kardeşlerinin arasındaki büyük sevginin çok daha derin olduğunu tahmin ediyorum.

Bence şu an ne yaşadıklarının üçü de farkında oldukları için onlar yaşarken anlaşılıyor. Ölseler arkalarından "vay be! Ne günlermiş!" diyenler olacak tabi ama dediğim gibi gayet bilinçli bir destana konu olduklarını bildiklerini tahmin ediyorum. Tam tersi Emine ışınsu, galip Erdem ve Dündar Taşer gibi isimler devlet dergisinde herkesin imreneceği bir dönemde yaşadıklarını çok sonra anlıyorlar.

Anlamak da nasip arkadaş. Evet.