bugün

uludağ sözlük efsaneleri

"dağdan türeyiş efsanesi"

anlatılan odur ki, sözlüğün kurucularından zall yine bir gün uludağ'a kayak yapmaya gidiyormuş her yıl olduğu gibi. o zamanlar henüz klavye nedir bilmezmiş. tertemiz bir delikanlı...

daha uludağ'a varmadan gariplikler başlamış yolda. süratla giderken arabasının camına bi karga çarpmış ama film klişesi bu deyip silecekleri çalıştırmış sadece. hiç de korkmamış. her zamanki gibi yolu üzerindeki "tahtalı" köyünde konaklayıp yoluna devam edecekmiş ama o köye bir türlü varamış. normalde 85, 86'ıncı kilometresinde o köye varmış olması gerekiyormuş ama zall 100 kilometreyi çoktan geçmişti bile. az ileride bir sis bulutunun kapattığı bir yer görmüş. konaklayacağı köyün o sisin arkasında olabileceğini düşünüp oraya sürmüş arabasını. sisin tam içine girdi sırada bir şeye çarpmış. hemen arabasından inmiş ve koşmuş geriye doğru. gerisinden çok ürkütücü sesler duyuyormuş. arkasına bakarak koşarken bir anda bir şeye çarpmış. "dur, evlat!" demiş bir ses. zall yere çöküp başını dizlerinin arasına alıp beklemiş sonunu. "uludağ sözlük... uludağ sözlük... uludaaaağ.. uluuuuuuu...!" sesleri kulağında çınlıyormuş.

söylentiye göre çarptığı bilge kişi ssg imiş. ama aslında kim olduğunu kimse bilmiyor.