şizofren aşka mektup

sevgili;

kelimeler aklima gelmiyor. iste buraya kadar diyorum ve agliyorum sadece. neden agladigimi bile tam olarak algilayabilmis degilim. ask, yalnizlik, mutsuzluk, ofke, kader gibi kelimeler var aklimda ama bir cumle cikartamiyorum. mantikli olmuyor hepsiyle kurulan bu cumle.

sig kaldim ben. oysaki ne kadar cok okudum, izledim, dinledim. asla bir yone yonelmedim hayatim boyunca hic bir konuda, sirf sig kalmamak adina. bosaymis, ise yaramamis. sigim iste. bir kasik suda boguluyorum ustelik. derinliginde bogulmayi ve algilayabilmeyi cok isterdim oysaki.

guclu kadinim ya soyleyemem sana, paylasamam yalnizligimi... hic geyik yapasim yok. kendimi ciddi ciddi asktan bahsederken bulmak istemiyorum. agzim kulaklarima yapisik dogduguma inanirdim. birakti kulaklarim agzimi. alt dudagim bukuk ne yalan soyleyeyim azcikta cenem titriyor. korkuyorum bakamam aynaya... baskasi bu cunku. yuzum kaniyor. kaniyorum ben. kanlar icinde boguluyorum. iflastayim ama ayaktayim iste.

keske sana gercekleri hatirlatacak kadar bencil olmasaydim. sen evlisin ve bizim mutlu bir sonumuz yok. eninde sonunda uzulecegiz demeseydim. huzura ok saplamasaydim. o oku saplayan ben olmasaydim. icim yaniyor. actim soguk suyu, oturdum altina. ne fayda vucuduma degen her bir damla buharlasiyor, buharinda boguluyorum.

saat kac olmus hala dusunuyorum faydasizca. olan biten geliyor aklima. istersen beni nasil elde edebilecegini dusunuyorum da. ne kadar acizim. yalnizim. sevmiyorum asik olmayi bu yuzden. teslim olmayi da. dengesizlesiyorum. iyi ki bozdum huzurumuzu diyorum. bu huzur beni icine hapsetmeden, duvarlari netlesmeden icinden kactim iyi ki diyorum.

sonra seni dusunuyorum. yine siglasiyorum. yerine kendimi koyup empati yapmak seni anlamak geciyor icimden. ama bir bakiyorum seni istedigim gibi algiliyorum. baskalastiriyorsun beni. boyle olmak istemiyorum ben. seninle olmak istiyorum.

empati yaparsin ama isine geliyorsa yaparsin. bunun disinda yaptigin sey sempatik bir bakis acisi olur kendi acizligine.

ask durdukca gitsen kac yazar. ya da ask yoksa beraber olmak nasil bir eziyettir. sen simdi gitsen hayatimda hic olmamissin gibi yapamayacagim ben. ya kalsan ask romani mi yasayacagiz saniyorsun. kimse uzulmeden biten cocuk romanlarindan. senin gibi dusunmuyorum ben. karsindakini uzmeden ask mi yasanir? sen kimi kandiriyorsun. kac adam harcadim ben bu ugurda. gelecek bir yilimizin hikayesini yazarim ama sig yerimden vuruldum ben.

baglanirsam neler olur dusunmek bile istemiyorum. aklimdan gecenleri kendime yakistiramiyorum. o aklimdan gecenlerdi korktugum, aklimdan gecenlerdi baglanmamak icin olan gucumle kalbimi avuclarimin icine alip savsaklayisimin nedeni.

ozunde seni sevmek hayatina taniklik etmekti sadece. varligimin sana verdigi huzuru dusunup mutlu olmaktan ibaretti seni sevmek. ruhumun beni sana getirisi ise, bastan onume koydugun sartlarin zorlu olmasiydi. benim huzursuzlugum senin huzurun olmadan ben aklimi dinledim, onu da yitirmeden.

sana arkami dondum ve yasanilani avucuma aldim. bazen tasinamayacak kadar agir, bazen kustan hafifti benim icin. attim ucurumdan asagi. beraber atlamayi dusundugumu soylemeyecegim asla sana. sonra anladim ki; seni sevmek icin yasanmisliga yada sahiplenmeye ihtiyacim yok benim. kendi kendime sevdim seni.

simdi ise gitme zamani sevgili; bana yakismaz bogazima kadar camura saplanmak. sen oldugun yerde kal ben arinmaya gidiyorum. ve eger bunu basarabilirsem unutacagima yemin ediyorum.