bugün

fatura odemek

doğmanın bedelidir...

annenin karnından çıkmak üzeresindir. melek gelip sorar sana.

+ gerçekten çıkmak istiyor musun? bak sonra pişman olma.
- evet.
+ peki. günah benden gider.
konforlu, sıcak anne karnından, soğuk ve rüzgarlı dış dünyaya adımını atarsın. üşürsün, ağlarsın, doktorun biri gelir, kıçına şöyle bir vurur, daha beter ağlatır seni, ağlamalarını gülerek seyreder.
gençliğinin faturasını sınavdan sınava savrularak ödersin, asla kendi düşünceni dile getirmene izin verilmez. sen küçüksündür, salaksındır, saygısızsındır. psikolojinden haberleri bile olmayan birkaç insan seni yönlendirir, oradan oraya atar, hayatını elinden alır seni. ağlamaya bile kalkmazsın artık.
derken iş güç furyasına kapılıverir ruhun. yıllarının zirvesinde olmanın bedelini üç kuruş için milletin avucunun içine bakmakla ödersin. belki evlenmişsindir, mutluluğunu yaşayamadan, sorumlulukların ezer seni. şikayet bile edemezsin, kimse dinleyemez seni, herkesin derdi kendinedir, herkes kendine müslümandır ne de olsa.
yaşlılığının faturasını unutularak ödersin. geçmişte arkandan bin türlü laf konuşup yüzüne sahte sahte sırıtanlar bile unutmuştur suretini, kimse bakmaz yüzüne, kimse görmez mavi gözlerinde saklı kalmış onlarca senenin çığlığını.

hayatının faturasını, soğuk bir tabutta toprağa sarılıp uyuyarak ödersin. kimbilir, belki de ilk defa rahat bir uyku uyursun, ilk defa bir gülümseme kıvrılır gibi olur dudaklarında...