bugün

istanbul üniversitesi edebiyat fakültesi

çevresinde ya da bizzat içinde onlarca çevik kuvvet ve tank görmenin alışılageldiği acayip yer.

topuklu çizmeli, fönlü sarışın kızların yanından, saçı sakalından suratı gözükmeyen mp3 kulaklığı iki kulağına monte halde yaşayan çocuklar geçiyor ve aynı kare içinde yere kadar uzanan etekleriyle siyah bereli kızlar yürüyor, onların yakınında da saçına jöle ya da evde bulduğu bilumum kimyasalları sürmüş deri ceketli çocuklar gözüküyor.

belki biraz da bu karışık ve ne olduğu belli olmayan hal yüzünden, kendi içinde bir dinamiği ve keyifli bir dengesi olduğunu düşünüyorum.

amfide ders görürken koridorda yaklaşık 100 kişiden gelen sloganları ve gümbür gümbür ayak sesleri duyulunca bahsettiğim tiplerin hiçbirinin kafasını çevirip bakmaması da bu yüzden. herkes nasıl bi yerde yaşadığının farkında. herkes kendinden başka olan neredeyse her insan tipini biliyor.

bina yorulmuş biraz. amfiler sağ-sol çatışmasına gençliğini heba etmiş insanların anılarıyla tıka basa dolmuş, yer kalmamış.
bu aralar kendisi dinleniyor.