hiç gelmeyecek birini beklemek

her gün için bir çizik. etime etime. her sabah verilmiş, ama tutulmamış bir sürü söz. sürekli büyüyen bir yokluk. içimde bir türlü susmayan sen türküsü. ağlayarak uyunulan bir sürü gece. fazla karanlık. farkında olmadan yenmiş, kısacık tırnaklar. bilinmeyen ama deli gibi özlenen bir koku. midemde kocaman bir yumru. emin olduğum tek şey, gelmeyecek olduğun.

sen! hiç gelmeyecek olan kadın.

gelmezsen, gidilmeli buralardan. seni beklerken koparılmış takvim yaprakları, koyulmalı bir kutuya ve uzaklara gidilmeli. yakılmalı sana yazılmış mektuplar, okunmamalı bir daha. senin için akıtılmış gözyaşları, dokunamamalı bir daha aynı yanaklara. başka biri sevilmeli gerekirse. hani dün yolda, beni görünce merdivenlere takılıp, tökezleyen küçük kız çocuğu olabilir belki.

gökkuşağının altından geçmeye çalışmak gibi sana ulaşmak. yaklaştıkça uzaklaşılan bir ışık huzmesi. içine hiç dokunulamıyor burdan. çocukluğumla, çocukluğunu oynatamadım hiç beraber. seninki mi mızıkçı, benimki mi, bilemedim. kimseyi böyle uzun kovalamadım bir oyunda.

böyle bir yenilgi daha görmedim ben.