bugün
- midyenin 20 lira olmasına şaşıran gurbetçi15
- enes kanter'in cemaate 110 milyon dolar vermesi12
- ahmet uğurlu14
- kılıçdaroğlu'nun kuracağı partiye isim önerileri10
- erdoğan'ın mülteci sevdası16
- galatasaray'ın en son kırmızı kart gördüğü derbi12
- ateistlerin zeka seviyesi düşüktür15
- jose mourinho nun fenerbahçe ye transferi14
- albay kemal19
- dinci zekası8
- magicovento38
- fener niye şampiyon olmuyor diye ağlayan çocuk14
- cennette ergenliğe yeni giren eşleriniz olacak30
- bir erkeğe nasıl aşık oldunuz29
- hoşlandığı erkek tezgahtar çıkınca ağlayan kız12
- ben 76 yaşındayım beni tahrik ediyorsun15
- avrupalılar niye mülteci istemiyor sorunsalı10
- sözlük kızları sözlük erkeklerine yazıyor mudur18
- keyiflenmek için ne yapıyorsun11
- pedofiller niye uyutulmuyor sorunsalı8
- bir erkeğin bir kadına çicek alması16
- almanyada hilafet gösterisi12
- 99 098 146 tl satılan saat12
- 28 mayıs 2013 taksim gezi parkı direnişi20
- almanya türkiye emeklilik karşılaştırması11
- atatürkün mason localarını kapattırması13
- atatürk'ün kuran'ı kerim'i tercüme ettirmesi8
- son 22 yılın özeti16
- d varank21
- uzun entry giren erkek9
- ayak fotosu isteyen yazarlar9
- sokak kedilerine örgütlü saldırı başlayacağı gün8
- zalbert ramstein den alt dudak almak8
- hiç aldatmayan erkekte sorun vardır16
- kadınların erkeklerden üstün olduğu konular19
- israilin kurulmasına kimler öncülük etti14
- üçten fazla dövmesi olan kız8
- icardi190511
- zenci erkekler neden ilgi görüyor9
- afganistana vizelerin kaldırılması17
- kadınlara vajinalı demek11
- fenerbahçe11
- japonya'nın yarısı kürtlerindir17
- türbanlıların açık kızlara çok öfkeli olması13
- akp döneminde kürtlerin asimile olması9
- kemalizm20
- müge anlı daki 18 yaşındaki lamia12
- bu gece intihar edeceğim71
- siklememe sanatı8
- trt'nin osmanlı dizileri25
Ortaokulda sınıf yeni gelen bir kız vardı adı Kübra. Kübra tam 4 sene boyunca sınıftaki iki arkadaşı hariç kimseyle konuşmadı. Sorulara yanıt vermiyor, öğretmenin okuma gibi yönergelerine cevap vermeden sınıfın ortasında ağlıyordu. Çok utangaç ve özgüvensiz bir kızdı. Birkaç sene sonra onunla arkadaş oldum ve neden ortaokul öğretiminde böyle davrandığını sormuştum. Meğersem hoşlandığı çocuk onun sesinin kalınlığı ile dalga geçtiği için yıllarca sessiz kalmış. Şimdi instagramda onu takip ediyorum. Az önce erkek arkadaşıyla bir video atmış hala çok utanarak gülüyor gözlerindeki utangaçlık hala aynı. Belki çok başarılı ve girişken biri olacaktı ama aptal bir yargı yüzünden korkak,pasif, özgüvensiz ve sessiz biri oldu. Bir söz bir insanın hayatını bu kadar değiştirebilmesi beni şaşırtıyor.
Çocuklar cinsiyetlerini temellendirdikleri ve benliklerini oluşturduğu bu dönem çok hassas. Umarım çocuklarımızı güzel, çevresine faydalı sağlıklı ve güçlü yetiştirebiliriz.
Bu konuda öğretmenlerin tavrı önemli. O arkadaşım rehber danışman yardımı almalı, ailesiyle konuşulmalı ve bir psikoloğa yönlendirmeliydi. Yine aynı sınıftan bir arkadaşın vardı. ilk okulda fen dersinde insanın vücudundan bahsederken kilo problemiyle ilgili bir soru vardı kitapta. Hoca sesli bir şekilde soruyu okuyarak madem soru kiloyla ilgili o zaman bu soruyu şişman biri yanıtlasın dedi. Emine, samet, umut... hepsine tek tek söz verdi. Yerin dibine girmiştim ben de şişmandım o zamanlar. Ne kadar bilinçsizce bir davranış.
Okullarda duvara sınıfın boy ve kilo grafiği asılırdı. Bunun ne anlamı var. öğrenciler kilosuna göre azdan çoğa göre listelenirdi.ben 30 kişilik sınıfta 20. Sıralardaydım sanırım. Bunlar beni üzen davranışlar ve özgüvenimi eksilten davranışlardı. Çocukla ilgilenilen öğretmen rastgele seçilmemeli daha önce çalıştığı velilerden bilgi alınmalı ve sınıfta asılı olan her şey incelenmeli.
iki dönem devlet anaokulunda stajyerlik yaptım. Hayattan bir haber, saçma sapan yargıları olan ve tek derdi üstündeki renklerin uyumu olan çocuklarla iletişimi bilmeyen bir öğretmen vardı. Sonradan geldiğinden ben sınıfa ve çocuklara daha hakimdim. O sigarasını içer, dedikodusu, eşini ve aldığı kıyafetleri millete anlatır ben çocuklara ders anlatırdım. Anaokulu çocuğun karakterlerinin ana temellerinin oluştuğu dönem. Böyle verimsiz bir kadına çocuğunuz emanet etmek çocuğunuzu her gün boş bir odaya kapatmak gibi. Çocuk boş odada ne öğrenebilir.
Çok çocuk gelişimci çevrem var. O öğretmen olacak birçok kadın önyargı, norm ve tek doğrularla dolu ve bilinçsiz. Onlar sizin çocuğunuzun eksiklerini bilecek, gözlemleyebilecek, sorununu anlayıp potansiyelini ortaya koyup onu geliştirebilecek potansiyelde değil. Karşımda 2 anaokulu var. Çocuğunuzu sizden alırken ve size geri verirken yüzleri gülüyor ve samimi olabilirler ama okulun içinde çocuklarınızla göründükleri gibi ilgilendiğini ve kıymet verdiğini düşünüyorsanız kendinizi kandırıyorsunuz. Onların çoğu göstermelik etkinlikler ve uygulamalar yapıyorlar. Akşam olsa da eve gitsek kafasındalar. O öğretmenler çevresine çocuğunuzun fotoğrafını gösterip “ayy bu çocuğun ne söylediğini anlamıyorum, şuna sinir oluyorum, bunun annesi çok kötü giyiniyor, bu akıllı ama annesi üst üste aynı kıyafeti giydiriyor” muhabbeti yapıyorlar.
Çocuğunuz eve geldiğinde hangi etkinlikten ne öğrendiğini sorun. Neden sonuç ilişkisi kuramıyorsa o anaokulundan alın çocuğunuzu. Ya da bugün hangi duyguları neden hissettiğini sorun. Üst üste günlerce üzgün olduğunu veya okula girerken ağlayarak kendini ifade ettiğini görürseniz çocuğunuzu doğru insanlara emanet etmiyorsunuz demektir. O öğretmenler akşam eve gitmenin derdinde olan öğretmenler.
Öğretmen çocuğa sınıfa girmek için alışma dönemin haricinde dil dökmemeli. Çocuklar koşa koşa gelecekleri bir sınıfta mutludur ve zamanla sorduğu sorular anlamlaştıkça ve bir konu üzerine bilgi verebiliyorsa eğitimi tam anlamıyla görebiliyordur. Biz çocukları uzay, dünya, bilim, insan, beden ve duygular konusunda eğitirdik. Her ay sinema, tiyatro veya çimenlik alana götürüp dışarıyla ilişkilerini güçlendirip, özgüvenlerini körükler ve onlara hobi alanları gösterirdik. Çocuklar zamanla doğruyu bildikleri için uslu duruyor, verilen bilgilerden neden-sonuç ilişkisi kurabiliyor ve daha bilinçli, farkında davranıyorlardı. Çocuklarınızda bunları gözlemlemiyorsanız çocuğunuz yanlış yerdedir. iyi araştırın bu yaşta alınan öğretimin ve kişilerin çocuklar üzerindeki kötü etkilerin geri dönüşü yok.
Çocuklar cinsiyetlerini temellendirdikleri ve benliklerini oluşturduğu bu dönem çok hassas. Umarım çocuklarımızı güzel, çevresine faydalı sağlıklı ve güçlü yetiştirebiliriz.
Bu konuda öğretmenlerin tavrı önemli. O arkadaşım rehber danışman yardımı almalı, ailesiyle konuşulmalı ve bir psikoloğa yönlendirmeliydi. Yine aynı sınıftan bir arkadaşın vardı. ilk okulda fen dersinde insanın vücudundan bahsederken kilo problemiyle ilgili bir soru vardı kitapta. Hoca sesli bir şekilde soruyu okuyarak madem soru kiloyla ilgili o zaman bu soruyu şişman biri yanıtlasın dedi. Emine, samet, umut... hepsine tek tek söz verdi. Yerin dibine girmiştim ben de şişmandım o zamanlar. Ne kadar bilinçsizce bir davranış.
Okullarda duvara sınıfın boy ve kilo grafiği asılırdı. Bunun ne anlamı var. öğrenciler kilosuna göre azdan çoğa göre listelenirdi.ben 30 kişilik sınıfta 20. Sıralardaydım sanırım. Bunlar beni üzen davranışlar ve özgüvenimi eksilten davranışlardı. Çocukla ilgilenilen öğretmen rastgele seçilmemeli daha önce çalıştığı velilerden bilgi alınmalı ve sınıfta asılı olan her şey incelenmeli.
iki dönem devlet anaokulunda stajyerlik yaptım. Hayattan bir haber, saçma sapan yargıları olan ve tek derdi üstündeki renklerin uyumu olan çocuklarla iletişimi bilmeyen bir öğretmen vardı. Sonradan geldiğinden ben sınıfa ve çocuklara daha hakimdim. O sigarasını içer, dedikodusu, eşini ve aldığı kıyafetleri millete anlatır ben çocuklara ders anlatırdım. Anaokulu çocuğun karakterlerinin ana temellerinin oluştuğu dönem. Böyle verimsiz bir kadına çocuğunuz emanet etmek çocuğunuzu her gün boş bir odaya kapatmak gibi. Çocuk boş odada ne öğrenebilir.
Çok çocuk gelişimci çevrem var. O öğretmen olacak birçok kadın önyargı, norm ve tek doğrularla dolu ve bilinçsiz. Onlar sizin çocuğunuzun eksiklerini bilecek, gözlemleyebilecek, sorununu anlayıp potansiyelini ortaya koyup onu geliştirebilecek potansiyelde değil. Karşımda 2 anaokulu var. Çocuğunuzu sizden alırken ve size geri verirken yüzleri gülüyor ve samimi olabilirler ama okulun içinde çocuklarınızla göründükleri gibi ilgilendiğini ve kıymet verdiğini düşünüyorsanız kendinizi kandırıyorsunuz. Onların çoğu göstermelik etkinlikler ve uygulamalar yapıyorlar. Akşam olsa da eve gitsek kafasındalar. O öğretmenler çevresine çocuğunuzun fotoğrafını gösterip “ayy bu çocuğun ne söylediğini anlamıyorum, şuna sinir oluyorum, bunun annesi çok kötü giyiniyor, bu akıllı ama annesi üst üste aynı kıyafeti giydiriyor” muhabbeti yapıyorlar.
Çocuğunuz eve geldiğinde hangi etkinlikten ne öğrendiğini sorun. Neden sonuç ilişkisi kuramıyorsa o anaokulundan alın çocuğunuzu. Ya da bugün hangi duyguları neden hissettiğini sorun. Üst üste günlerce üzgün olduğunu veya okula girerken ağlayarak kendini ifade ettiğini görürseniz çocuğunuzu doğru insanlara emanet etmiyorsunuz demektir. O öğretmenler akşam eve gitmenin derdinde olan öğretmenler.
Öğretmen çocuğa sınıfa girmek için alışma dönemin haricinde dil dökmemeli. Çocuklar koşa koşa gelecekleri bir sınıfta mutludur ve zamanla sorduğu sorular anlamlaştıkça ve bir konu üzerine bilgi verebiliyorsa eğitimi tam anlamıyla görebiliyordur. Biz çocukları uzay, dünya, bilim, insan, beden ve duygular konusunda eğitirdik. Her ay sinema, tiyatro veya çimenlik alana götürüp dışarıyla ilişkilerini güçlendirip, özgüvenlerini körükler ve onlara hobi alanları gösterirdik. Çocuklar zamanla doğruyu bildikleri için uslu duruyor, verilen bilgilerden neden-sonuç ilişkisi kurabiliyor ve daha bilinçli, farkında davranıyorlardı. Çocuklarınızda bunları gözlemlemiyorsanız çocuğunuz yanlış yerdedir. iyi araştırın bu yaşta alınan öğretimin ve kişilerin çocuklar üzerindeki kötü etkilerin geri dönüşü yok.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar