bugün
- nickini google da aratınca çıkan ilk görsel12
- nervio'nun ellerinde cenneti koklamak9
- cumaya gidenlerin çok azalması13
- antalya'ya abartılmış şehir diyen göt10
- uzağı göremeyen insan10
- istanbul suriyenin başkentidir9
- anın görüntüsü18
- pahalılıktan dolayı suriyeye dönen kadın8
- almanya8
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım11
- boşuna yaşıyorum hissi19
- icardi1905 silik olsun kampanyası38
- 26 nisan 2024 adana demirspor galatasaray maçı36
- kekeme olan biri doktor olurmu8
- türkiyede çok abartılan arabalar16
- azerileri çok seviyorum ne yapmalıyım13
- genç kızlıktan teyzeliğe geçiş13
- yakışıklı erkeği çirkin gösterecek şeyler12
- sözlük kızlarının don renkleri20
- kanınıza rengini verir misiniz15
- aristoteles'in orta yolu10
- arkadaşlar cumaya neden gelmediniz12
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri15
- patiswiss14
- integralin müfredettan kaldırılması12
- bir sözlük kızı ile yakınlaşmak16
- manyak olmaya karar verdim silik olsun kampanyası14
- ak partiliyi çok fena döven chp belediye başkanı18
- akrep burcu9
- bik bik moderatör olsun15
- 22 şubat 2024 sparta prag galatasaray maçı14
- birini donuzlayarak ceza vermek9
- kalbin sadece bir kişiyi seveceği saçmalığı10
- arkadaşlar biri var18
- karınıza range rover alır mısınız25
- kent lokantası niye bedava değil demek22
- avrupanın yarrağı yemesi yakındır19
- evlilik17
- ali erbaş9
- escort fiyatlarının güncellenmesi12
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi11
- modern kadinin ucuz ve kolay ulasilabilir olmasi17
- nervio'ya aşık olmak10
- balayını italyada yapmak isteyen nişanlı14
- futbolcu ismiyle nick almak14
- chp'li o tekin'in öcalan'ın fotosu ile pozu24
- demet akalın'ın zeka seviyesi12
- gina carano9
- icardi19059
- türkiye işçi partisi9
görsel
çiçek pasajı...
allah'ın cezası covid pandemisi yüzünden hasret kaldığımız, istanbul'un, hatta türkiye'nin sembol mekanlarından biri...
çiçek pasajı'nın asıl adı, cite de pera'dır.
galata'da bankerlik yapan hristaki zagrafos tarafından "biraz da müteahhitlik yapıp parayı vuralım" diyerekten, geçirdiği yangın sonrası harabe haline dönen naum tiyatrosunun yıkılması üzerine kazanılan arsada inşa edilmiştir.
bu yüzden buraya hristaki'nin hanı da denilmekteydi...
çok şeyler görmüş, çok şeyler geçirmiştir bu mekan.
tabi ki işgal yıllarını da...
işgal yıllarında beyoğlu'nun sakinleri arasında ekim devrimi nedeniyle rusya'dan kaçıp istanbul'a sığınan beyaz ruslar da vardı...
çarlık rusyasında her biri iyi bir konumda, rahat ve ferah bir hayat yaşayan bu mülteci zevat, istanbul'da bulundukları zamanlarda geçimlerini sağlamak için çalışmak zorundaydı.
kadınıyla, erkeği ile her biri çalışmaktaydı.
işte günlük nafakasını kazanmak için çalışan beyaz ruslar arasında cadde-i kebir'de çiçek satan rus hanımlar da vardı...
bunlar hristaki'nin hanındaki çiçekçi dükkanlarından çiçek alır, çeşitli şirinlikler ve işve naz hünerlerini kullanarak caddede satarlardı...
kimisi birkaç sene öncesine kadar kontesti, kimisi opera sanatçısı, kimisi general kızı...
hayat onlara acımasız davranmış, o eski hayatlarını ellerinden alıp üç kuruş paraya sabahtan akşama çalışmak zorunda bırakmıştı...
görsel
her biri de birbirinden güzel tabi...
o yıllarda beyoğlu'nun başka yabancı sakinleri de vardı.
işgal kuvvetleri askerleri...
kimi ingiliz, kimi fransız, kimi hindu, kimi yamyam, kimi bilmem ne bela...
işte memleketinden uzakta yabancı diyarda mülteci hayatı yaşayan ve üç kuruş nafaka kazanmak için sabahtan akşama çiçek satmaya çalışan bu rus kadınlara tebelleş olmuştu işgal kuvvetlerinin askerleri...
kadınları sokakta sıkıştırıyor, elliyor, mıncıklıyor, taciz ediyor, hatta kucaklayıp götürmeye çalışanlar bile oluyordu içlerinde.
bu güzel kadınlar da bu azgın ve vahşi yaratıklardan kurtulabilmek için her seferinde cite de pera'ya sığınıyorlar, dertlerini buradaki esnaf ile paylaşıp onlardan yardım görüyorlardı.
mülteci kadınları taciz eden sarkıntılık eden sapık işgalci askerler kadınlara esnafın yakınlık gösterip sahip çıktığını görüklerinde yapacakları pislikten vazgeçiyorlardı...
işte, işgal yılları boyunca çiçek satan beyaz rus kadınların sığınağı olan bu pasaj, işgal askerlerinin mağdur ettiği rus dilberlerinden dolayı zamanla "çiçek pasajı" olarak anılır olmuş, "hristaki'nin hanı" yahut "cite de pera" isimleri bir kenara bırakılıp buraya bu sebeple çiçek pasajı denilmeye başlanmış ve bu isimle günümüze gelmiştir...
**********************
not: işgal yıllarında karakol cemiyeti namına çalışıp milli mücadeleye destek olan beyaz rus kontesi vera hanım'ın hikayesini okumak isteyenler için;
(bkz: karakol cemiyeti üyesi rus kontesi vera hanım/#41093460)
#tarih
çiçek pasajı...
allah'ın cezası covid pandemisi yüzünden hasret kaldığımız, istanbul'un, hatta türkiye'nin sembol mekanlarından biri...
çiçek pasajı'nın asıl adı, cite de pera'dır.
galata'da bankerlik yapan hristaki zagrafos tarafından "biraz da müteahhitlik yapıp parayı vuralım" diyerekten, geçirdiği yangın sonrası harabe haline dönen naum tiyatrosunun yıkılması üzerine kazanılan arsada inşa edilmiştir.
bu yüzden buraya hristaki'nin hanı da denilmekteydi...
çok şeyler görmüş, çok şeyler geçirmiştir bu mekan.
tabi ki işgal yıllarını da...
işgal yıllarında beyoğlu'nun sakinleri arasında ekim devrimi nedeniyle rusya'dan kaçıp istanbul'a sığınan beyaz ruslar da vardı...
çarlık rusyasında her biri iyi bir konumda, rahat ve ferah bir hayat yaşayan bu mülteci zevat, istanbul'da bulundukları zamanlarda geçimlerini sağlamak için çalışmak zorundaydı.
kadınıyla, erkeği ile her biri çalışmaktaydı.
işte günlük nafakasını kazanmak için çalışan beyaz ruslar arasında cadde-i kebir'de çiçek satan rus hanımlar da vardı...
bunlar hristaki'nin hanındaki çiçekçi dükkanlarından çiçek alır, çeşitli şirinlikler ve işve naz hünerlerini kullanarak caddede satarlardı...
kimisi birkaç sene öncesine kadar kontesti, kimisi opera sanatçısı, kimisi general kızı...
hayat onlara acımasız davranmış, o eski hayatlarını ellerinden alıp üç kuruş paraya sabahtan akşama çalışmak zorunda bırakmıştı...
görsel
her biri de birbirinden güzel tabi...
o yıllarda beyoğlu'nun başka yabancı sakinleri de vardı.
işgal kuvvetleri askerleri...
kimi ingiliz, kimi fransız, kimi hindu, kimi yamyam, kimi bilmem ne bela...
işte memleketinden uzakta yabancı diyarda mülteci hayatı yaşayan ve üç kuruş nafaka kazanmak için sabahtan akşama çiçek satmaya çalışan bu rus kadınlara tebelleş olmuştu işgal kuvvetlerinin askerleri...
kadınları sokakta sıkıştırıyor, elliyor, mıncıklıyor, taciz ediyor, hatta kucaklayıp götürmeye çalışanlar bile oluyordu içlerinde.
bu güzel kadınlar da bu azgın ve vahşi yaratıklardan kurtulabilmek için her seferinde cite de pera'ya sığınıyorlar, dertlerini buradaki esnaf ile paylaşıp onlardan yardım görüyorlardı.
mülteci kadınları taciz eden sarkıntılık eden sapık işgalci askerler kadınlara esnafın yakınlık gösterip sahip çıktığını görüklerinde yapacakları pislikten vazgeçiyorlardı...
işte, işgal yılları boyunca çiçek satan beyaz rus kadınların sığınağı olan bu pasaj, işgal askerlerinin mağdur ettiği rus dilberlerinden dolayı zamanla "çiçek pasajı" olarak anılır olmuş, "hristaki'nin hanı" yahut "cite de pera" isimleri bir kenara bırakılıp buraya bu sebeple çiçek pasajı denilmeye başlanmış ve bu isimle günümüze gelmiştir...
**********************
not: işgal yıllarında karakol cemiyeti namına çalışıp milli mücadeleye destek olan beyaz rus kontesi vera hanım'ın hikayesini okumak isteyenler için;
(bkz: karakol cemiyeti üyesi rus kontesi vera hanım/#41093460)
#tarih
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar