bugün

yörük

eski zaman yörükleri keçeden örülmüş ve çıta ile kurulmuş çadırlarında keçeden yapılmış sert minderleri vardır, genelde yaylalarda konaklarlar, arada vadileri seçenleri de bulunur. mutlaka keçileri tavukları ve inekleri bir de tüfekleri vardır. (sadece korunmak için).yayla yolları daşlıdır.illa ki çadırın gümüş tepsileri bulunur. yemeklerini bakır kaplarda pişirirler.yorganları ulamadır. gülümsemeyi seven hümanist olgudan bihaber insansever yaratıklardır. şehire bağımlı yaşamayı sevmezler. sütlerini kendileri sağmakla kalmaz süt ürünlerini kendileri hazırlarlar. kahvaltıda mutlaka gözleme, akşam yemeklerinde tarhana çorbası olur. ibrik olmazsa olmazlar arasındadır. çeşmeleri olmadığı için en yakın su kaynağından bidonla su taşır ve ellerini yıkayacakları suyu ibriğe doldururlar. mutfak eşyaları bakır, tahta ve toprak kaplardan oluşur.yemeklerini yerde yerler ve otururken bağdaş kurarlar.saklıkentin saklı kalmış bölümlerinde hala gelenekleri devam ettiren yörükler mevcuttur.ekmekleri de gönülleri gibi yufkadır. antalya ve burdur'un köylerinde ikamet eden yörüklerse mutlaka ahır ve bahçe sahibidirler. genelde evleri iki katlı müstakil olur, üst katta oturur alt katı da odunluk ve ahır olarak kullanırlar. buradan anlayacağınız üzere genelde serin yerleri tercih eder ve ısınmak için odun sobası kullanırlar. haliyle kestaneleri eksik olmaz. evlerinin çatıları üçgen pencere pervazları oturabilecek kadar geniş olur. genelde çerçeveleri ve kapıları renklidir. siyasetten uzaktırlar ancak çoğu vatanseverdir. tezek kokusunu da tütün kokusu kadar severler. yerleşik düzende yaşayan yörüklerin bir çoğu anason yetiştirirler. gürbüz ve çeviktirler. çalışkandırlar. akşamları güneş batarken eve döner sobalarını yakar ve ertesi güne hazırlık yaptıktan sonra erkenden yatarlar. erken yatmalarının sonucu gün doğmadan kalkar ve akşama kadar çalışırlar. yaşlanınca bile kolay kolay oturmazlar. evlerinde mutlaka kurban derisi bulunur ya duvarda asılıdır ya da kapı girişinde paspastır. sağlıklı beslenirler, bu yüzden yanakları al aldır. bayramlarda ve düğünlerde yöresel kıyafetlerini giyerler. kınagecelerinde ailenin en yaşlısı gelin ağlatma görevini üstlenir. yediden yetmişe avuçları kınalıdır, tırnaklarına kadar kına yakarlar. kilim dokurlar, çapa yaparlar. komik deyişleri ve hitap şekilleri vardır. yolda karşılaşırsanız nereye gittiğinizi illa ki sorarlar. büyüklere saygıda kusur edilmez. her pişirdiklerinden illa ki komşularına birer tabak ikram ederler ve o tabak geriye boş gelmez. yemek yedirmeye bayılırlar. konukseverdirler kapılarını çaldığınızda hemen içeri davet eder ve açlığınızı yoklarlar. misafirlikten ayrılırken mutlaka bir çıkın erzak hazırlamadan sizi yolcu etmezler. arkanızdan bir tas su döker ve gözden kaybolana kadar ardınızdan bakarlar. eğer yolunuz düşerse uğramadan geçmeyin derim ben, çok da severim yörükleri.