bugün

hz yunus

öyle bir mücadele içindeydi ki yunus peygamber, yenildiği zaman değil yorulduğu zaman kaybetmiş olacaktı. hepimizin her an içinde bulunduğu savaşı veriyordu anlayacağınız.
allahın emriyle insanlara tevhidi anlatırken, kendisine inanmayan insanlara karşı verdiği mücadele değildi onun zorlu savaşı. umutsuzluğa, bıkkınlığa, yorgunluğa, atalete karşı veriyordu o da savaşını, aynı bizim gibi.
dört kitabın manası: girdiği yol ağır geldi yunus peygambere, yoruldu. yoruldum dedi, kaybetti. kaçmaya çalıştı omuzlarındaki yükten, ilhamından, cevherinden, peygamberlikten, yunus olmaktan, Allah ağır geldi ona, allahtan kaçmaya çalıştı.
Ninova'dan akdenize indi, bir gemi buldu kendisini uzaklara götürecek, kendini zar zor attı gemiye. bir fırtına vurdu gemiyi, bir sağdan eserdi rüzgar bir soldan vururdu yağmur. deniz yarılmaya başladı gök delinmeye başladı, semalardan esmalar duyulmaya başlandı.
anlaşıldı ki gemide bir günahkar var, onu denize atmak gerek. kura çekildi, yunus peygamber seçildi. atıldı dalgalı denizlere. bir büyük balık gördü onu, yuttu.

dört kitabın manası gizlidir der batıniler, kuran furkandır. sır içinde sır gizlidir, hakikat içinde hakikat. yunusu yutan balık bunalımdır derler. bizim dört kitap balığın, midesinde yunus peygamberle, yunusun gitmeyi düşündüğü tüm kıyılara gittiğini, diyar diyar gezdiğini en sonunda ninovaya vardığını Allaha tövbe eden yunusu ninovaya kustuğunu söylerler.

hikayemiz burada bitti. 33 yıl kendisine yalnızca iki kişinin inandığı yunus peygamber, tekrar girdi yola. 100 binden fazla kişinin inandığı söyleniyor kendisine yeniden var oluşundan sonra.