bugün

cihat

öncelikle (bkz: cihad),
türkçe kurallarına göre son sessiz yumuşak olamaz, bundan dolayı doğrusu cihattır.

anlamı ise "din uğruna yapılan savaş" olarak yavan bir tabire sahiptir. oysa ki islamın temel taşlarından biri olan bu kavram bir kaç bölüm halinde incelenebilecek kadar geniştir.

ilk olarak insanın kendi ile yaptığı mücadeledir. yani manevi cihat, bütün müslümanların nefsi arzularını engellemek amacıyla nefis ve şeytanın gösterdiği yollara, hilelerine karşı mağlup olmamak için yürütülen bir savaştır. bu mücadelede her müslümanın amacı "cihat-ı ekber" e ulaşmak, yani en büyük cihatı yapmak olmalıdır.

her mümin, nefis ve şeytan ile bir ömür boyu mücadele etmelidir. işte bu maraton insanı halis bir kul olmaya görüren dikenli bir yoldur. acılar ve acılardan alınan tatlar vardır. adeta tavında dövülen, kızarmış bir demir gibi amacını adımlayan insan, faziletli ve kamil bir insan olmak için istikamet çizgisinden bir an olsun ayrılmamalıdır. manevi cihatla birlikte insan içindeki kirden, pastan, kötülükten ve nefse kölelikten kurtularak kendini yönetmeye başlayabilir. kulluk görevine hasıl olarak gerçek bir mümin, mağrur bir insan, ciddiyet sahibi bir birey ve insan olma sorumluluğunu yaşayabilecektir. manevi cihatın önemini peygamber şöyle dile getirmiştir;

"mücahit, nefsiyle cihat edendir." (tirmizi, "feza'iü'l cihad"2)

çalışmak, uğraşmak, çabalamak, gayret sarfetmek, mücadele etmek, savaşmak... bu kavramların hepsine farklı anlamlar yükleyen karmaşık bir kavramdır, cihat.

maddi boyutlarında ele aldığımızda ise yine çok boyutlu bir değerlendirme yapmak gerekecektir. öncelikle sonsuzluğa kadar giden bir süreçtir, öyleki "cihat kıyamete kadar devam edecek bir farzdır" (ebû davûd, el-cihad, 33) hadisi de mücadelenin hiçbir zaman bitmeyeceğinin anlaşılmasına yardımcı olmuştur. bizlere dayatılan ve kesinlikte cihat kavramında yeri olmayan haksız yere öldürmekse islamda kesin hükümlerle yasaklanmıştır. insan başka bir insanın cezasını kendisi belirleyemez, cihat anlayışında öfkeyle hareket ederek kan dökmenin yeri yoktur. nitekim,

"kim bir kimseyi bir kimseye veya yeryüzünde bir bozgunculuğa, karşılık olmadan öldürürse bütün insanları öldürmüş gibi olur." maide 32

ayeti insan öldürmenin sorumluluğunun ne denli büyük olduğunu göstermiştir. gerçek müslüman sabır sahibi olan, erdemli insandır. yapılanlara karşı herzaman akılcı bir çözüm yöntemi bulabilecek kadar zeki, öfkesine hakim olacak kadar kamil olandır, terör estirerek kanlı eylemlerde bulunmanın hiçbir zaman cihat anlayışının bir parçası olamayacağını birkez daha belirtmek istiyorum. ayrıca,

----
olması gereken ise bu hadisle anlaşılmaktadır,
"mümin yumuşaktır. o kadar ki; onu yumuşaklığından dolayı ahmak zannedersin. " hz. muhammet
----

"cihadın en üstünü, zalim sultana karşı doğruyu söylemektir." buyuruyor peygamber. yani cihat, zorlukları gözardı ederek zalimin zülmüne, zorbalığına karşı çıkmaktır. başka bir hadiste ise "hakkın dile getirilmesi gereken yerde susan, dilsiz şeytandır." buyuruyor. hakkı söylemek, ve hak kavramı günümüzden 1400 yıl önce bu sözlerle nitelik kazanıyor. hemde kadınların diri diri toprağa gömüldüğü bir kavimde.

cihat insanlığı zülümden kurtarmaktır ve kurtulmaktır. zalim sultan halkına karşı bir terör faliyetindeyse, cihatın devreye girmesi terörün durması içindir, öyleyse cihat terör değil bilhassa teröre baş kaldırmadır.

zalimlerin zülmettikleri insanları kurtarmaktır cihat.

cihat öldürmek değildir, hayat vermektir.

cihat insanlığın mutluluğu için çabalamak, bu yönde hareket etmektir.

cihattan vazgeçmek insanlığı zalimlerin eline bırakmak, pasifliğe geçmek, boyun eğmektir. yapılması gereken küçük bir çalışmada şudurki, cihatın anlamını tekrar kazandırmaktır. günümüzde yozlaştırılmış ve başka yönlere çekilmiş olan, adeta ölüm ve öldürmek kelimeleriyle yanyana anılan bu kavramın anlamını tekrar kazandırmakta bir cihattır.

son olarak cihat, mümin insanın hayatıdır. *