bugün

naat

KAMER

Birlik aktarında ne burcular vardır ne burcular
Sürgülenmiş, geçmiş yürek yüreğe
Aşktan baygın rayihalar, ıtırlar
Teklik semaverinde fokurdar
Güzelliğin görgüsü
Buhurdanlar çağıldar buruk koylarda

işte nezaketin zarafeti Sevgilimiz
Nasıl da salınır incelikler deryasında nasıl
Hasretiyle kavrulmuş
Gönüller meclisimiz
Nasıl da kıvranıyor ateşin firdevsinde nasıl
Can feryad, can figan, can yangın yeri

Kâinatın kalbi aşkınla taşar durur
Çalkalanır gök deryası
Susar şemsler tekkesi
Coşar zahirler ardında görklü ehad denizi
Caşar da deşer ruh dağını
Dağlaya, dağdağa
Vur mızrabı canın canına, mühürle ey

Sırların sırrında belirmiş aşkın karası
Gömülmüş susuzluğun göğsüne
Uçsuz umman
ins aynalarının hirasında
Bu aynasızlık da ne
Bu mahşeri ıssızlık kalbe nerden musallat
Gel dindir gecemizi
Ölsün sessizliğimiz

ÇAĞRI

Şu cihan çöllerinde
Muazzez deryana hasret
Bin sessizlikle yıkanmış
Kurak bir ırmak sesim
Ağlar, çağlar, dağlar ey

Rikkatinin zarafeti dahi
Kırk korku salmış hasmına
Tevazunda heybet dağları
Nadide görkeminde
Rahmetin kâinatı saklıydı

Firkatin tamusunda
Sensizlikten eriyen
Figan peteklerine
Her gün bir hüzün yılı
Canımız ağrıyor ey

Mahcupların Efendisi
Masumların Efendisi
Mazlumların Efendisi
Öksüzlerin Efendisi
Issızların Efendisi

Efendim, Efendimiz
Sözlerin tesellimiz
Biz seni görmeden gördük
Biz seni duymadan duyduk
Bağrına bizi de bas

MEVLÎD

Doğ ruhumuza Efendim
Saraylar çökertelim
Kurutalım kötülüğün gölünü
Çorak canları tufan bassın
Küfrün ateşi sönsün
Dünya ravzana dönsün

Doğ ruhumuza Efendim
Ebvâ’da gül mevsimi
Çözsün dilsiz cevheri
Mübarek validenin
Mahzun kemiklerine bile
Göz koyanlar kahrolsun

Doğ ruhumuza Efendim
Badiye yaylamızda feyiz
Sahralar vahalarla çağlasın
Hayalinle donansın cihan
Mefkûrenle dirilsin naaşlar
Naatlar serden geçsin

Doğ ruhumuza Efendim
Doğ da imana boya
Zamane Kureyşleri
Doğ ruhumuza Efendimiz
iki cihan serverimiz
Doğ ki ölsün yasımız

PENÂH

Risâlet göklerinin şemsi
Riyaset tarihinin başkenti
Senin senalar kokan
O mübarek gönlündü

Adaletinden selamet
Cesaretinden nezaket taşardı
iraden doruklar kadar
Merhametin âlemler aşardı

Fârân dağlarında bir Gül
Uğruna gülistanlar feda
Cömertler cömerdi ellerin
Şifalar nehriydi alınlara

Öyle bir merhaba eylemiş ki
Hayatın ömürlere
Sonsuzluk düşleri zât-ı âlinle
Yârenlik hayalleri

Penâhımızsın ulu önder
Karanlık kuyularda hilalimiz
Işığın içindeki rehberimizsin
Nur dolar baktığın yer

Biz dünyaya bulanmış
Sevenlerini çek çıkar
Devranın batağından
Canın canımıza Hira

MUSADDIK

Zişan bakışında fezalar
Derya içre deryalardı

Uhud yağmuruyla örülü
Çöller kendinden geçmiş
Vefalı miğferinde kan
Dağların gözünde yaş
Kırgın mübarek dişin
Yerlere yas göklere yas

Senden önce gelenler
Senden sonra gelenler
Seni görmeden sevdiler
Alemde böylesi kime nasib

Sen en çok sevilen insan
Sen hakanlar hakanı
Sünnetinde binbir lisan
Ömrünle onur onurlanır

Musaddık ey Musaddık
Sıddıkların Efendisi
Güzellerinle çiçeklendi devran
Senin görklü medeniyetinden
Çalınanla başladı
Nakıs Rönesans bile

Cihanda ilerlemiş ne varsa
Şaheser devriminden hediye

SEVi

Seni öldürmeye gelenler
Sende dirildiler
Fidyelerle salardın esirleri
Onlar esir aldıkları ashabını
Vahşice şehid ederken
Merhametin, kanat sesleriydi arzın
Adaletinde yoğrulurdu çorak sahra
Seni sevmek ey
Hakk’a iman etmekti

Şair Bilal Yavuz Naatleri