bugün

emlaklarından haberi olmayan adam

napıyorsun pilot dedi.
iyiyim abi sen napıyorsun nerdesin.
fabrika aldım ya. çok güzel ya, fabrikadayım.
güzel dediyse sorun yoktur.
devam etti. burda yanda koca bi arazi var. söyle çocuklara da alalım onu.
araziyi biliyorum. çorak inişli çıkışlı ama düz yerleri de var.
dedim abi napıcan orayı. tepelik gibi bi yer.
al al sen dedi. inek falan bakarız. güzel bi yer.
tamam dedim.
peşinden ekledi. kanada da bi makina yapıyolarmış. aliminyum makinası. çok hızlı çalışyomuş ondan da aldır 3 tane dedi.
ne makinası, fabrikanın adı ne abi diyecek oldum. müdüre sor bilmiyorum dedi.
hem adamlara söyle alırız ama bizim mamullerden de sipariş versinler biz de onlara satalım dedi.
olur mu abi alırlarmı ki
söyle sen söyle. almazsanız almayız de.
müdürle konuştum.
ben öyle bişeyden bahsetmedim dedi, makina falan yani.
nerden öğrendi nerden biliyor bilemedim. sorsam da söylemez.
neyse, gerekenler yapıldı. adamlar 3 entegre makina diyince bayağı heveslenmişler.
biz almayız ama sizi öneririz demişler.
inanır mısın makinalar gelmeden siparişler yağdı.
dedim ya adam kısmetli. dolar fırladıydı o ara, türk mallarının fiyatları çekici hale gelince, sipariş yağmış ve gene kısmete bak. döviz fırlamadan bütün ödemleri yapılmıştı, makinaların.
velhasıl kelam o inek bakarız dediği yere, eski fabrikanın iki misli bir yer yaptırdı.
yeni makinalar oraya geldi.
tümsekli tepeli bi yer demiştim ya onu da öyle planlamış ki, üretim alanları yüksekte, yükleme alanları çukurda. bu çok önemli çünkü ambalaj sonuçta hacimli malzeme ve nakliye ve dolayısıyla yükleme işi çok. tırın biri giriyor biri çıkıyor.

2-3 sene sonra kazandığı paraya dudağı uçuklamayan kalmaz. o kadar şahane bir yatırım oldu.
ziyaretine gittim fabrikaya.
2 okul arkadaşı gelmiş, ünide birlikte okudukları.
e naaptınız dedim. iş istemişler.
demiş yazın maaşlarınızı geçin başlayın ama dedi sıkıldım ben burdan.
kesin arkadaşlarından sıkıldı. iş yok da diyemez.
sat sen burayı, fransızlara söyle alırlar dedi. ambalaj alan müşterilerinden bahsediyor.
1-2 ay ses çıkmadı. kendisi evine döndü. ben arada gidip kolaçan ediyorum, fabrikayı.
o günlerde hakkatende o fransız müşterilerden ikisi talip olmuş.
aradım abi dedim. 2 sene ödemeli satarsa alırız diyorlar ne diyorsun.
cevap çok basitti.
ver ver, biz yengenle ekmek pişiriyoz şimdi. sonra konuşuruz.
elli, yüz milyon liralık fabrika ve ekmek pişirmek.
tabi ki ekmek pişirmek daha önemli.
tamam dedim.
gel ekmek yiyelim. mis gibi oluyor dedi kapattı.