bugün

mustafa

nedense muhafazakar kesimin pek beğendiği film. şahsım adına yorum yaparsam:

yapım: 7/10
müzik: 6/10 (özellikle final sahnesinde çalan müzik iğrençti. o sona daha iyi bir müzik yapılabilirdi)
çekim tekniği: 8/10
grafik-animasyon: 9/10
kurgu: 10/10
konuyu işleyiş: 3/10

genel: 6/10

peki neden?

"atatürk'ün insani boyutu" diye lanse edilen bu filmde gizli gizli yapılan siyasi göndermeler özellikle filmin ikinci yarısında beni oldukça rahatsız etti. filmin ilk yarısı kesinlikle mükemmel. ancak ikinci yarısında "mesaj verme kaygısı" mı desem; filme ön yargıyla gelip gardı düşen seyirciye ard arda kendi bakış açısını enjekte etmek mi desem, öyle bir şey yapmış ki can dündar bu kadar tartışmanın tüm doneleri 2. yarıda yatıyor.

atatürk'ü kadın düşkünü olarak yansıtmakla başlıyor enjekte süreci. şahsen pek takmadım bunu, çünkü her erkeğin, her normal insanın içinde karşı cinse arzu vardır. yıllarca askeri lisede okuyan bir gencin istanbul gibi bir şehre gelip bir tane bile kadınla tanışmadan gitmesi abes olurdu bence. fikriye hanım'la evlenmemesi de örnek bir lider görüntüsü verme gerekliliğinden başka bir şey değildir.

alkol hadisesi elbette olacaktı. sonuçta kimse içki içmediğini iddia etmiyor. ancak abartıldığını veya filmde fazla yer verildiğini söylemek mümkün. rakı masası muhabbetini yarım saat göstereceğine kadim dostu ali fuat bey'le neden yollarının ayrıldığından, suikastle ilgili yargılamalarda dostlarını nasıl kurtardığından veya bursa'ya ziyareti'nden bahsedilebilirdi. hele ki bursa nutku gibi önemli bir hadiseye hiç değinmemesinde art niyet arıyorum.

filme dair en hoşuma gitmeyen hadise ise atatürk'ün hilafeti kaldırmasıyla vaktizamanında hocasının atmış olduğu tokadın intikamını aldığı ironisi. can dündar'ı zeki bi insan zannederdim. böyle bayağı bir ironi hiç yakışmadı.

filmde insanlara verilmeye çalışılan bir başka mesaj da halkın durumu kötüyken atatürk'ün balolarda partilerde gezdiği. atatürk'ün anadolu gezisine değinilmiş, halkın kendisine şikayetleri iletmesi ve etrafındaki dalkavuklar yüzünden hadiseleri görememesi gayet iyi işlenmiş. ancak filmin devam eden bölümünde atatürk önce ankara'ya, ordan istanbul'a geçiyor ve küt diye savarona mevzusu açılıyor. algı kişiye göre değişen bir olay elbette. art niyetle bakıldığında gayet yanlış düşünceler çıkabilir bu işleyişten. oysa ordan oraya atlayacağına atatürk'ün tren yolculukları boyunca ve hasta olmasına rağmen 5 yıllık kalkınma planını tasarladığından bahsedilebilirdi. ama can dündar bahsetmemiş ve "meclisin aldığı savarona", "ata'nın yeni oyuncağı" sözlerini güzel yerlere serpiştirmiş. öyle bir serpiştirmiş ki zannedersin atatürk o yatı kendi mal varlığına geçirdi, yatla gezilere çıktı falan. oysa 54 gün kaldı sadece yatta. ve 1milyon250bin dolara alınan geminin asıl maliyeti hiç söylenmiyor. merak eden araştırsın, bulsun. peki maliyetini söylemeden sadece gemiye verilen paranın söylenmesi ne kadar etik? çok değil.

filmin 2. bölümünde çaktırmadan verilen bir başka mesaj da atatürk'ün daima din düşmanı olduğu, can dündar'a göre bambaşka olan emellerine ulaşmak için dini kullandığı. bunu özellikle atatürk'ün türklük-islamiyetle ilgili yazdığı notlarla ilgili olan bölümde görebiliyoruz. ata'nın kastettiği "islamiyetten önce de türktün ve güçlüydün, gücünü islamiyetten değil kanından alıyorsun. farket bunu" iken can dündar "islamiyetten önce de türktün, salla olm islamiyeti ne gerenk var" benzeri bir bakış açısı vermiş.

son olarak beni rahatsız eden bölüm can dündar'ın bastıra bastıra, defalarca söylediği "muhalefetin temizlenmesi" bölümü. oysa çok partili seçim sistemini de isteyen atatürk. oysa bu partiyi kurmasını istediği kişi de kadim dostu ali fuat bey. oysa TERAKKiPERVER CUMHURiYET FIRKASI'nın amacından sapması nedeniyle kapatilmasını talep eden kişi de ali fuat bey. idamlardan dem vuruyor can dündar ama dünyada bu kadar kısa sürede böyle başarıya ulaşmış bir devrimi karşılaştırabileceği bir benzeri olmadığından yapıyor bence bu hatayı. netekim az buçuk benzerlerinde bile isyanlar çok daha sert bastırılmıştır. izmir suikastinden bahsediliyor ancak suikast nedeniyle yargılananların şeyh saite üstü kapalı destek de verdiğinden bahsetmiyor.

filmde genel olarak siyasete girdiği konularda tamamen can dündar'ın sçtığı kanaatindeyim. oysa filmin ilk bölümü gayet iyiydi. hatta film arasında "neyini eleştiriyo lan bu insan bu filmin?" dedim yanımdakilere. gizli mesajlar 2. bölümdeymiş ve bazılarının(!) neden bu filme bu kadar sahip çıktığı 2. bölümde gizliymiş.

yeni nesillere tanıtmak istedikleri kadın düşkünü, alkolik, halkı sürünürken zevk sefa peşinde koşan, en yakın arkadaşlarını astıran, din düşmanı, hasbel kader vatan kurtaran hatta o fikri bile vahdettin den alan bir atatürk filmin 2. bölümündeki.

son sözüm de genç bakış programını sürekli özel üniversitelerde yapan abbas güçlü'ye. kendisi herhalde konuklarının sorular karşısında pek zorlanmasını istemiyor ya da can dündar yakın bir arkadaşı ki odtü gibi, yıldız teknik gibi, itü gibi "devlet" üniversiteleri yerine böyle bir konuyu özel üniversitelerde tartışmak istemiş. "her konuda olduğu gibi". dışarıdan öğrenci de bildiğim kadarıyla alınmıyor bu tür durumlarda. şimdi özelde okuyan arkadaşlar alınmasın ama devlet üniversitesinde okuyan öğrenciler o salondakilerden kat kat daha zekidir. haybeye özelde okumuyorlar yani. sıkıyorsa yukarıda yazdığım okullarda yap. hadi onları geçtim yaw gel afyon kocatepe üniversitesi'ne de soru gör. 5 dk önce sorulmuş soruyu tekrar sorabilen öğrencilerin bulunduğu bi salonda yaptığın programla övünüyor musun merak ediyorum.