bugün

insanın yaratılışında on iki saatlik zaman

Tevrat’ın Tekvin bölümünde yaratılış geniş bir şekilde anlatılmakta, yedi yaratılış gününün altıncısına tekabül eden zaman dilimi içerisinde insanın yaratılışından bahsedilmektedir. insanın yaratılışı ise on iki saatlik zaman dilimlerine bölünerek anlatılmıştır. Bu anlatım özetlenilirse

1. Saatte Âdem'in toprağı toplanmış,

2. Saatte şekillendirilmiş,

3. Saatte vücudu yaratılmış ve bedeni meydana getirilmiştir.

4. Saatte içine ruh üfürülmüş,

5. Saatte ayağa kalkmıştır.

6. Saatte, bakmak ve korumak gibi bir görevle cennete yerleştirilmiş, fakat hem cennetin büyüklüğü hem de kendisine yakın bir arkadaşının olmayışı Âdem'in orada sıkılmasına sebep olmuştur. Bu durumu fark eden Rab, ona yardımcı olarak hayvanları yaratmış, Âdem onların hepsini ayrı ayrı isimlendirmesine rağmen o sıkılma hissiyatı yok olmamıştır. Rab onu tatmin edecek bir çareye başvurmuş ve yeryüzünde ilk kadın olarak bilenen Havva'yı yaratmıştır. Havva’yı yaratırken; tiksinme olmasın diye, Âdem’i derin bir uyku ile uyutmuş, bu esnada onun kaburga kemiklerinden birini alarak yerini etle doldurmuştur. Havva, Âdem'den alınan bu kaburga kemiğinden yaratılmıştır. Bazı yorumcular erkeğin geç, kadını ise erken yaşlanmasını; erkeğin topraktan kadın ise kemikten yaratılmasına bağlamaktadırlar

7. Saatte Havva, Âdem'in yanına gelmiş, Âdem’de ona; her canlı insan cinsinin annesi olması bakımından “Havva” adını vermiştir.

8. Saatte Âdem ile Havva birleşmiş;

9. Saatte "iyilik ve kötülüğü bilme" ağacı yasaklanmış; bu ağaçları Tevrat "Hayat ağacı", "iyilik ve kötülüğü bilme ağacı" olarak belirtmiş, yorumcular tarafından ise gerek mahiyetleri, gerekse fonksiyonları açısından farklı olarak değerlendirilmiştir. Bu yorumcular; Âdem ve Havva'nın suç işledikleri esnada, incir yapraklarıyla örtünmeye çalışmalarından esinlenerek bunun incir ağacı olduğunu söylemişlerdir. Talmud’da Âdem'in yediği ağacın "asma" olduğu belirtilmiş, bu görüşü esas alanlar ise, Havva'nın Âdem'e ikram ettiği şeyin "üzüm şarabı" olduğunu iddia etmişlerdir. Ayrıca "iyilik ve kötülüğü bilme" ağacının kavun ve buğday olduğunu iddia edenler de olmuştur. "Hayat ağacı" ise, kendisinden yiyenin ebedî hayata sahip olacağı, şeklinde tefsir edilmiştir. Yasak ağaç konusunda ortaya atılan isimler üzerinde birliğe varılamamıştır.

10. Saatte Âdem ve Havva ondan yiyerek günah işlemiş, yemesinde en büyük etken ise “yılan” olarak belirtilmektedir. Yılanın hedefine ulaşabilmek için Havva'yı seçmesinde birtakım sebepler ortaya konulmuştur. Yılan öncelikle, Âdem'in özellikleri yönünden daha güçlü olacağını düşünerek, Havva'nın daha kolay ikna edilebileceğini ümit etmiştir. Yılan doğruca Havva'ya gelerek ona: “Allah bu ağaca dokunmanızı yasaklamıştır. Bakın ben dokunduğum halde ölmüyorum” diyerek el ve ayakları ile ağacı iyice sallamış ve meyvelerini düşürmüştür. Meyvelerin yenmesi konusunda bir yasağın bulunmadığını hatırlatarak o meyvelerden önce kendisi yemiştir. Meyvelerin öldürmediğini fiilî olarak gösterdikten sonra onlara da bir zarar dokunmayacağını telkin etmiştir. Bu telkinlerden etkilenen Havva kendilerine konan yasağın boş bir şey olduğunu kabul etmiştir. Böylece Havva ölümsüz yaşamak, meleklere benzemek, iyi ve kötüyü bilerek Rab gibi olmak arzusuna kapılmış, bu duygular içinde "iyilik ve kötülüğü bilme" ağacından yemiş ve Âdem'e de yedirmiştir Yasak meyve, ilk tesirini Âdem ve Havva'nın gözlerinin açılmasında göstermiş ve çıplaklıklarını görmelerine vesile olmuştur. Onlar ilk çare olarak örtünme telaşına düşmüşler ve Rab ise onlara koyduğu yasağın çiğnendiğini anlamıştır.

11. Saatte Rab onları yargılamış Âdem ve Havva yasak ağaçtan yediklerinde, gerçek olarak ölmemekle beraber bazı cezalara çarptırılmışlardır. Bu konuda Tekvin'de öncelikle yılanın cezalandırılmasından ve lanetlenmesinden bahsedilmektedir. ikinci olarak kadının ve Âdem’in cezası ele alınır; Rab Kadına: Zahmetini ve gebeliğini ziyadesi ile çoğaltacağım ve ağrı ile evlat doğuracaksın ve arzun kocana olacak, o da sana hâkim olacak demiş. Âdem’e ise: Karının sözünü dinlediğin ve ondan yemeyeceksin diye sana emrettiğim halde o ağaçtan yediğinden dolayı toprak lanetli oldu. Bu sebeple sende ömrünün bütün günlerinden, toprağa dönünceye kadar alnının teri ve zahmetle ondan ekmek yiyeceksin. Sen ondan alındın, topraksın ve toprağa döneceksin diye buyurmuş. Âdem yasak meyveden yedikten sonra Rab da hayat ağacına dokunmasın diye,
12. Saatte onu cennetten kovmuştur. Tevrat Âdemin dünya hayatı hakkında; Kabil ve Habil'in dünyada doğduğunu belirtmiş fakat Âdem'in durumundan ve yaşından bahsetmemiştir. Bu belirsizliğe rağmen Saserdotal yaratılış metninden (ki bu metin bu tür açık bilgiler veren tek metindir) çıkan neticelere göre Şit'in doğduğu esnada 130 yaşında olduğu, 930 yaşına kadar yaşadığını haber vermektedir