bugün

eşcinsellik

kendi cinsiyetine karşı cinsel eğilimi, ilgisi olan.
cinsellikte olduğu gibi bu alanda da çok sayıda yanlış bilgi vardır. toplum kişiyi kendi normlarına uydurmak için her türlü şiddeti ve baskıyı gerek fiziksel gerekse dolaylı olarak eşcinsellere yansıtmaktadır.
yanlış bilinenlerden örnek vermek gerekirse;
eşcinsellikte aktif-pasif diye bir ayrım yoktur. aslolan kendi cinsinden olan ile ilişki kurmaktır.
yani aktif olan da pasif olan da eşcinseldir. ancak toplum aktif olanı normal kabul ederken pasif olanı (bu tabirler toplum tarafından kullanıldığı için bu şekilde kullanılmaktadır) hastalıklı olarak lanetler, dışlar.

kişinin hemcinsiyle ilişkiye girmesi yani penetrasyonun olup olmaması da birşeyi değiştirmez.
hemcinsine cinsel anlamda ilgi duyan da kendisini karşı cins gibi hisseden de eşcinseldir.

eşcinsellik düzeltilmesi gereken bir hastalık veya bozukluk değildir. bu cinsel bir yönelimdir, bir anda ortaya çıkmaz veya hemcinsinin tecavüzüne uğrayan kişi o dakikadan itibaren eşcinsel değildir.

toplum eşcinsellere karşı dışlama, kaçma, iğrenme davranışına zorunlu tutmaktadır kişiyi. şöyle ki bir eşcinsel gören veya öğrenen kişi iğrenmeye koşullanmıştır, onun arkasından ileri geri konuşmak zorunda hisseder kendisini, yeri geldiğinde ona karşı en sertinden şiddet uygulamalıdır. çünkü ona yapacağı her kötü muamele kendisinin heteroseksüel kimliğini daha bir ispatlamasına yol açacağını düşünmektedir.
bu kişiler bazen hemcinsinden hoşlanıp kendisine yediremeyenler olabilmektedir. böylelikle rüşdünü ispatlamış kendisini aklamış olacaktır.
unutulmaması gereken;
eşcinselin de insan olduğu ve toplumun her bireyi ile eşit hakka sahip olduğudur.
ancak toplumsal baskı develet eliyle de çoğu kez uygulanmaktadır. çantasında göz kalemi bulunan 17 yaşındaki eşcinsel gence hakaretler yağdırıp, küçük düşürücü şekilde üzerini arayan ülkemiz polisi bu genci intihara sürükleme kudretini kendisinde görebilmektedir ne yazık ki.