beni muhammed e verdiklerinde 9 yaşında bir kızdım

müminlerin sövmek veya kıvırmak yerine neden "bir hadisin kütüb'ül sitte'de olması onu güvenilir kılmaz. dolayısıyla bu iddia kütüb'ül sitte'de bulunsa bile reddediyoruz" diyerek itiraz etmedikleri merak konusu olan beyandır.

hayır, bunu söyleseler, konuyla ilgili biraz bilgisi olan hiçbir ateist "hayır, kütüb'ül sitte'deki hadisler çok güvenilirdir" diye itiraz edemez.

fakat müminlerin ancak çok azı böyle itiraz eder. sebep?

sebep şudur: bilirler ki bu doğrultuda itiraz ettikleri anda, kütüb'ül sitte'deki tüm hadislerin kuran'a uyum, akla uyum, insanlık değerlerine uyum gibi kriterlerle gözden geçirilmesi, uymayanların çıkarılması gerekir.

bilindiği gibi hadisler toplanırken bu kriterler göz önüne alınmadı. dikkate alınan en mühim kriter hadisleri aktaran (daha doğrusu aktardığı iddia edilen) kişilerin güvenilirlik dereceleriydi ki hadis kitaplarını yazanlar arasında bu konuda bile tam bir anlaşma yoktur. birinin güvenilir dediği bir kişiye, bir diğeri güvenilmez diyebiliyordu.

mezhep alimleri söz konusu sakat güvenilirlik kriterine öyle bir bağlandılar ki kuran'la çelişen hadislerin kuran'ın ilgili ayetlerini "nesh ettiğini" yani hükmünü geçersiz kıldığını söyleyecek kadar ileri gittiler. kuran'a göre dayakla cezalandırılması gereken zinaya "recm - taşa tutarak öldürme" cezası verilmesi gerektiğine hükmetmelerinin ve daha nice yanlış hükümlerinin nedeni budur.

ışid onca zulüm ederken hiç bu zulümlerine dini referans aramadı mı? aradıysa -ki aradı- nerede buldu sanıyorsunuz?

velhasıl, rte (bkz: 1400 yıl önceki hükümleri bugün uygulayamazsınız) derken eksik söyledi. bazılarının değil bugün uygulanmaları, o günlerde uygulanmaları bile doğru değildir.