bugün

okullarda türbanlı istiyor muyuz

Türban ve Baş Örtüsü farklı iki kavramdır. Bu ayrımı ilelebet yapmaya devam edeceğiz.

Baş örtüsü hemen hemen insanlığın gelmiş geçmiş bütün milletlerinde var olan, kadınların güneşten korunma, tarlada çalışırken vs. tozdan, topraktan korunması vb. ihtiyaçlarla doğmuştur. Özellikle Türk toplumunda da bir gelenek haline gelip folklorik kıyafetlerde görüldüğü gibi bir hal almıştır. Bu alışkanlık hala bazı Türk kadınlarında devam etmektedir.

Öte yanda Türban; öncelikle Yahudi, Hristiyan vb. Orta Doğulu Arapların Sümerlerden görerek kullanmaya başladığı devamında Orta Doğu'da yaşayan bazı halklarda gelenek haline gelmiş, sonra da kadını toplumdan soyutlamak, baskı altına almak için bir araca dönüşmüştür.

Türban ülkemizde ise ABD ve ingilizlerin ta 1970'lerden bu yana kullanmaya başladığı, Türkiye'ye de 80 Darbesi ile birlikte getirdiği Radikal ve Siyasal islamın kalkanı, zırhı, maskesi, üniforması halinde dönüşmüştür.

Bu üniforma ile sürekli şekilde mağdur edebiyatı yapılarak iktidara gelinmiş devamında baş örtüsü takan kadınlar da dahil türban takmayan kalan bütün insanlar/kadınlar baskı altına alınıp türban takmak zorunda bırakılmaya başlamıştır.

1000 Yıllık Türk tarihinde ABD üretimi/maşası Radikal/Siyasal islamcılar 80'lerde ortaya çıkana kadar kimsenin bir diğerinin saçına başına ne taktığı ile hiç bir problemi olmamıştır. Bunu problem haline getiren baş örtüsünü Türbana devşirip Siyasal islam Üniforması haline getiren Milli Görüşçü denilen siyasal islamcılardır.

Siyasal islamcılar bunu muhteşem bir demagoji haline getirip"Modern, özgürlükler dünyasında neden insanların giydiğine karışıyorsunuz" gibi bir mağdur edebiyatı ve algı yönetimi yaparlar.

Yani özgürlük, demokrasi vb. kavramların içini boşaltarak, çarpıtarak bizzat kendilerine misyon edindikleri özgürlük, demokrasi, laiklik gibi özgürlükleri tamamen yok etme misyonlarını gene bu kavramlar üzerinden demagoji yaparak aklamaya çalışırlar.

Oysa ki Türban ile Radikal/Siyasal islamın hegemonyasına, baskısına, ağına alınmış bir kadının/bireyin hiç bir hususla özgür olması mümkün değildir.

Bu şuna benzer;

"Yıllardır atlet olarak olimpiyatlara katılmak istiyoruz ama devlet ayağımıza ""pranga"" takmamıza izin vermediği için Olimpiyat Koşucusu olamadı, şimdi prangayı serbest bıraktılar ve hepimiz ayakları prangalı birer olimpiyat koşucusu olduk"!!!

Üniversite gibi insanı eğitmek, geliştirmek, düşünmeyi, analiz etmeyi, kıyaslamayı öğreterek bunlarla bağımsız, çağdaş, modern, yenilikçi, gelişmiş insanlar haline gelmelerini amaç edinmiş bir yapının içerisine, kadını baskı altına alan, yok sayan, 2. sınıf insan yerine koyan, tolumda görünmesini istemeyen kısaca tamamen yok sayan Radikal/Siyasal Vahabi/Selefi islamının siyasi üniforması ile girmeye çalışmak nasıl bir tezatlık!

Bir yandan koşucu olmak istiyorsun ama, tamam gel koş dediklerinde "Ama ben ayağıma pranga takıp koşacağım" diyorsun.

Haliyle karşındaki toplum da "Hadi lan oradan" diyor.

Bütün bu kaosu, bölünmeyi, çelişkiyi yaratan da bizzat Siyasal Amerikan islamı ile iktidara gelen siyasal partilerdir. Çünkü bunları sermayesi zaten din üzerinden bölünme yaratıp bu kaostan doğan düşmanlığı sömürerek/kışkırtarak iktidarda kalmaktır.

Ülkemizde sözde eşitlik tanınıyor propagandası ve demagojisi ile bütün bu Siyasal islam Üniformalı tipler fakültelere, orduya, devletin bütün kadrolarına dolduruldu!

Sonuç? islamcı/Dinci Fethullah Gülen Terörist Örgütü ortaya çıktı. Devletin Ordusu dahil bütün kurumlarına kanser mikrobu gibi yayılıp hepsini güçsüz bıraktı, devletin ve milletin bütün kritik sırlarını bütün dünyaya sızdırdılar. Sonunda da tıpkı Osmanlı tarihinde defalarca yaşanmış islamcı ayaklanmalarına benzer bir ayaklanma çıkardı, yüzlerce insan öldü, ülkenin kendi ordusu bizzat kedi içinde çatışacak hale geldi.

Bu zararın maddi boyutları para ile hesaplanamayacak kadar çok olduğu gibi, bütün bu pisliği toparlama, tekrar düzenlemek minimum 50 yıl alır. Yani ülkeye ve millete minimum 50 Yıl ve Trilyonlarca dolar kayba sebep oldu.

Evet! Senin Türban dediğin şey sadece biz bez parçası gibi dursa da Türkiye Cumhuriyeti devletine düşman yapıların en basit şekilde ele geçirdiği, en güzel silaha ve kalkana çevirdiği, bütün pisliğini saklayacağı bir maske haline rahatlıkla getirebildiği siyasal bir ideolojidir.

Baş örtüsü ile arasında da çok çok kesin bir fark vardır. Baş örtüsü bir ideolojiyi simgelemez, tercihtir.
Türban ise kendini kamufle etmek isteyen bütün Türk Milleti ve Devleti düşmanı yapıların saklanmak için kullandığı maske, kalkan, zırh, üniforma haline getirildi...