bugün

wentworth

her sezon finaliyle izleyicinin azına sıçan dizi. yok böyle bi senaryo. vallahi yok. çok iyi diycem ama tanımlamaya yetmiycek siz bu "çok iyi"yi 100le falan çarpın. avustralya'nın şimdiye kadar yaptığı en iyi şey wentworth olabilir. ha bi de opera house'ları var işte.

insan psikolojisine dair çok şey söyleyen, manipülasyonun ne olduğunu her harfine kadar öğreten, suç ve dramı muhteşem harmanlayan, ve insanın asıl kişiliğinin ne olduğunu asla bilmediğimizi gösteren nadide bir dizi. insan olmak ve hayatta kalmak gibi bazen varoluşsal bazen de pragmatik yaklaşımları, empati kurabilen izleyicileri fazla etkileyecektir.

1. sezon finali; hassiktir yaa bak buna pek ihtimal vermedim
2. sezon finali; oha yok artık, ciddi misiniz? oha, vay bee
3. sezon finali; fuck fuck fuck ne oldu orda öyle
4. sezon finali; anasını avradını böyle final mi olur amk kim yazıyo bunu bulun geberticem onu ağzınıza sıçim sizin bunu niye yapıyonuz lan seyircinize
5. sezon finali; evet evet evet evet evet hassiktir nerden aklınıza geldi amk oha

mükemmel karakterlere sahip mükemmel kurgusu olan dizi. o oyunculuklar yok mu o oyunculuklar, hepsine ayrı ayrı oscar verelim, emmy verelim, golden globe verelim.

franky doyle; dizide ilk gözağrım. bicth falan ama kendinizi tutamıyosunuz baya seviyosunuz karakteri, komik falan oluyo arada. mükemmel oyunculukla sergileniyor karakter nicole da silva'ya aşık olabilirsiniz bu rölüyle.

bea smith; asıl göz ağrım. yok böyle bi değişim, yok böyle bi oyunculuk. insanın asıl kişiliğinin nerede ve nasıl çıkacağını çok iyi gösteriyor. danielle cormack oscarlık iş çıkarmış.

joan ferguson; ben hayatımda böyle sayko karakter görmedim. nasıl nefret ediyorum anlatamam. hani elime verin paramparça edicem ya o derece sinir. dizide tüm karakterlerin kişilikleri bi şekilde değişiyo bi tek bu değişmiyo. sadece saykoluk seviyesini daha derinden görüyoruz. ama pamela rabe onu canlandırırken çok iyi bi iş çıkarmış. bakın bunu bi filmde falan yapsa yere göğe sığdıramazlar oyunculuğunu.

will jackson; dizinin anti kahramanı. arada ibnelikleri de yok değil ama dizideki parmakla sayılır "iyilerin tarafında" diyebileceğimiz az kişiden birisi. zaman zaman şaşırtır ama çoğunlukla tahmin edilebilir karakter. yine de dizide yeri çoooook ayrıdır.

daha çok karakter var tabii dizide. çoğu başarılı kurgulanmış, altı doldurulmuş, boş beleş karakter değil yani. maxien'in yeri çok ayrıdır mesela. güç savaşı içinde kazanan tarafı belirleyebilecek kadar da etkilidir. sonra kaz var... böyle baştan gıcık oluyosun ama sonra bakıyosun o da kendince bi şeyler yapmaya çalışıyo falan. ah, bi de allie var, ağlaşıyoruz onunla da... öhm neyse spoiler vermeden susim ben.

haa bir de orange is the new black'le karşılaştırılıyor ya, yapmayın. hakaret sayarım valla yapmayın. oitnb çok sevdiğim bi dizi, ayıla bayıla izliyorum hala, yeni sezonunu iple çekiyorum ama wentwortle "kadın hapishane dizisi" olmaları dışında o kadar az ortak noktaları var ki. wentworth'un ciddiyetinin yarısı oitnb'de olsa dizi şimdi çook başka yerdeydi. wentworth gerçekçiliğiyle, dramıyla, hikayesiyle, karakterleriyle, atmosferiyle oitnb'i donunda sallar gençler, sorry not sorry.

son olarak dizi 1979 - 1986 yılları arasında 669 bölümlük olarak yayınlanan prisoners cell block h dizisinin günümüzdeki uyarlamasıymış. yaratıcılarından birisi prisoners: cell block h'de de yazarlık yapmış. ama bazı sitelerde okuduğuma göre hikaye farklılık göstermiş bi noktadan sonra.