bugün

çukur

ÇUKURLAR nasıl da yerleşti yaşamımıza.

Tepecik ya da çukur oluşturan rögar kapakları, yollardaki yerli-yersiz kasisler ve plansız kazılar nedeniyle oluşan çukurlar.

Hemen her sokak, her cadde.

Bilmiyorum, başka dillerde "çukur" kelimesi bu denli yerleşik ve işlevsel midir?

Ya çukurlar olmasaydı yollarımızda?

Nasıl tanımlardık sevdiğimiz kadınları.

"Eminem Eminem çakır Eminem /Göbeğinin altı çukur Eminem" türküsü, nirengisiz kalırdı.

Refik Halid Karay, nasıl yazardı o şiirini:

"Ne hoş gülerdi

yanaklarının çukuru ne derli toplu açılırdı."

* * *

Siyasi polemikler tatsız-tuzsuz olurdu.

ikinci Cumhurbaşkanı ismet inönü, DP milletvekili Hikmet Bayur'a "Sesin hangi çukurdan geliyor" diyemezdi.

Yazar Süleyman Nazif'in Muallim Naci'ye yanıtı, giremezdi polemik literatürüne:

"Sen seviye bile değilsin, çukursun"

Ankara'da Çukurambar olmazdı ve istanbul'da Çukurcuma.

Ne çukur tabak, ne Çukur Han...

Orhan Veli Ankara'da bir belediye çukuruna düşüp ölmezdi.

Ağız dolusu sövemezdik, arabayla girdiğimizde.

Çukurlar olmasaydı.

* * *

Çukurlar olmasaydı, EGO'nun da anlamı kalmazdı.

Doğalgaz çukuru kazamayan bir "ego", melankolik olurdu.

Çukurlar olmasaydı, her sabah ve akşam belediyeleri hatırlamazdık.

Anmazdık...

Ve ayırt edemezdik başkanları.

Metroyu yıllar önce öngörüp kazıya başlayan Ali Dinçer'e "Çukur Ali" diyenler, hiddetinden çatlardı.

izmir Belediye Başkanı Asfalt Osman'ın anlaşılamazdı değeri.

Kavafis'ten mülhem:

"Belki de çukurlar bir tür çözümdü bizim için."

Yaşar SÖKMENSÜER

http://arama.hurriyet.com...arsivnews.aspx?id=7589800