bugün

karadeniz

görsel

- sabah gün isimadan, hoca ezanı bitirdikten sonra üzerindeki mayo ile dış merdivenlerden aşağı iner,
Biraz yürüdükten sonra kayaların arasındaki çakılların üzerinden
Yengeclere basmamaya dikkat ederek maviliklere sızarak ses çıkartmazdi.

Hemen kulaç atmaya başlamayan usta yüzücüler gibi bir müddet dalganın üzerindeki tahta parçası olduğunu düşünüp hareketsiz yüzüstü kendini suya bırakır sadece arada nefes almak için kafasını yan cevirirdi.
Görenlerin sudaki hareketsiz cisim ya da ceset var dedikleri sahne buydu.

Sekiz buçuk sıralarında kuymak ya da mihlamadan olusan, altkattaki ahırda beslenen sarikizin tereyağıni, kocaman ekmek dilimini kuzinede ısıtarak sürmenin lezzetini kurut peynirinin sertçe disimizin arasında tirtiklamamiz tamamlardı.

Bu sırada engin abi dönerdi denizden.o da masaya oturur bembeyaz dişleri ile saçımı okşar,"anasının nana'si" ne zaman açılacaz der, soran gözlerle anneme bakardim.
Annem daha o kadar yuzemez gücü yetmez dediğinde hayallerim sönerdi.

Bizim oraların müteahhitleri hırsızlık yaparlar, gece saat sekizden sonra sahilden kum çaldıkları için bizim oralarda kumsallik bulamazsın.

bizim uşaklar kum nedir bilmez,hayatında kumdan kale yapmamış,sıcağın altında bizim ihtiyarlarımız romatizmalarina iyi gelsin diye kuma sarinip yatmamış insanlardır.
Belediye de bilir, polis zabıta da bilir amma ses çıkartan olmaz, herkes birbirine akrabadır ve kötülük çıksın, bi ton kum için kan aksın, can gitsin istemezler.
Çünkü bilirler, bir kere başlayınca yedi Sülale ise karışır ilçe birbirine girer savaş çıkar.

Yedi yaşındaki çocuğun bile şimdi takarof'u var.
Burada silah sereftir, namustur, ihtiyaçtır.
Akşam mısır tarlasi beklersin, domuz gelir misir köklerini ısırıp ısırıp atar.mecburdurlar silah bulundurmaya.
Çay bahcelerinde bol yılan olur, insanlar alisiktir.alir küreği beline tam orta yerine vurur kivranmasindan eglence çıkartır.
Halbuki bunlar zararsız boyu 170 i geçmeyen insana saldirmayan cinslerdir.
Dedim ya eğlencesine hayvana işkence ederler.
Buralardaki yamaçların hepsi deniz görür, deniz ekmek ve yaşam kaynağıdır. Deniz gormeyen , ozlemeyen olmaz buralarda.

Hep hamsi kokar ortalık, akşam çay bahçeleri arasına düştüğünde,

Kimi izgarayi maltiz üstüne koyar,
Kimi kuzine de buğulama yapar,
Kimi tava yapar kuzine üstünde,

Biri de inat olsun diye bahçede kuyruk yağını eriterek kara lahana çorbası yapar.

Ortalık kuyruk yağlı kara lahana kokar, etrafa yayılır da itirazlar başlar bir km öteden beri,

Mevlüde teyzee ,
"akşam akşam kokutma teyzem"

"haçan diyin onlara afkurmasinlar"

(Deniz gözlüm seni Çook özledim anneanne)

"Muzipce"