bugün

ulusal sol

tıpkı liberal sol gibi solun sahte versiyonu olduğunu belirtmiştik zaten. eğer ulusalcı biri kalkıp kendini sermaye düzeninden ayrı olarak görmek istiyorsa o noktada ulusalcı kimi aidiyetlerinin olması mazur görülür ve fazla ilgilenilmez. nasıl olsa sosyalizmin bayraktarlığına ihtiyaç duyuyordur. ama böyle bir durum söz konusu değilse ulusal sol denilen kavram işçilerin iktidardan kaçırılması, bağımsızlık tavrında ikircikli bir tutum sergilenmesi anlamına geliyor.

bu ülke diğer kapitalist ülkeler gibi emperyalizme bağımlı bir ülkedir. emperyalizm sadece dış bir olgu olarak kendini göstermiyor aynı zamanda iç bir olgu olarakta kendini gösteriyor. kimdir bunlar? türkiye'nin canınana okuyan milli burjuvazidir, tüm işbirlikçi sermayedarlardır. bugün milli çıkarlar politikası adı altında işçi sınıfına burjuvaziyi müttefik olarak seçenler, sermayenin iktidarını işçilere reva olarak görmektedirler. haliyle sorun enternasyonalizm-nasyonalizm olayını aşıyor. enternasyonalizm beylik bir deyim olarak karşımıza çıkıyor. bir liberal solcu ulus devletin tasfiyesinden sivil toplumcu radikal sermaye demokrasisini öngörüyor. enternasyonalizmi bu biçimde algılayanlar çuvallamaya mahkumlar. onları çuvallatab şey gerçeğin acı yüzü. sorun emperyalizme karşı yükselecek yurtsever mücadelenin siyasal sınıf karakteridir. ulusalcılık adı altında pazarlanan şey dengeci bir bağımsızlıkçıdır. bu kavramı açmak lazım.

türkiye'nin bir devlet geleneği vardır. öyle ya da böyle bu devlet 200 yıla yakındır dengeci bir siyasetle güdülmektedir. kimi zamanlarda bir takım tehditlere karşı emperyalizmin jandarmalığına soyunan bu devletin egemen sınıfları, bağımsızlığına ayrı göreceli bir önem veriyor. ama nasıl bir önem? kendi pazarında palazlanacak kadar önem, devlet geleneğini devam ettirecek ve emperyalizm tarafından asla vazgeçilmek istemeyecek kadar bağımsızlıkçıdır. şimdi bunun ışığında baktığımızda bir milli burjuvazi yaratılıp onun bağımsızlığını beklemek hayal görmektir. ama nasıl bir hayal? pırıltılı, ışıltılı bir hayal. bağımsız olduğunu sanıp dünya siyasal konjonktörüne göre emperyalizmle uzlaşma-gerilme oyunu oynamaktır. buradan baktığımızda ulusalcılar ya da ulusal solcular bir bağımsızlık veremezler. emperyalizme karşı tutarlı olamazlar. bunu daha iyi anlamak için bunların avrasya politikalarına bakmakta fayda var. rusya ve çin'in kuyruğuna takılarak bağımsız bir türkiye'yi öngörüyorlar. ama ne bağımsızlık!

enternasyonalizm solun asli bir unsurudur. bunsuz bir sol beklemek, işçi sınıfsız siyaset yapmaya benzer sol için. ama bunun anlamı bağımsızlıktan ve onun simgelerinden vazgeçmek değil, bizzat onu gerçek kılmaktır. bu açıdan bakınca enternasyonalizm-nasyonalizm ikilemi anlamsız kalıyor. soruna bakmak istiyorsak anti-emperyalizm/emperyalizm karşıtlığına bakmakta fayda var. burada ulusalcı sol anti-emperyalizm konusunda söyleyecek fazla sözü yok. mdd üzerinden yapacakları siyasetlerin sınırı tükenmiştir. türkiye adına bir şey yapmak istiyorlarsa, bağımsızlığa dair kimi sıkıntıları varsa sosyalistlere işi bıraksınlar.
güncel Önemli Başlıklar