ilkokulda resim dersinden akılda kalanlar

Arkadaşlarımın yaptığı resimlere bayılırdım. Çünkü ben resim yaparken kendimi kaptırırdım ve aklımdakileri resme dökerken, kirletirdim kağıdı hep. renkler birbirine girerdi. arkadaşlarım ise çok düzgün resim yapardı.

Ama yarışmalarda hep ben dereceye giriyordum. Çünkü yaratıcılığımı ve hayal gücümü beğendiklerini söylüyorlardı. Yani çizimlerimde bir muntazamlık yok; karman çorman; ama konuyu hayalimde canlandırıp resme dökmekte ustayım. Mesela ilkokuldayken il çapında dereceye giren resimlerimden biri:

görsel

Bu müptezelvari ucubeleri, verem savaş haftası için çizmiştim mesela. O anki düşünce yapım şuydu: verem bir hastalık; hastalığı mikrop çizerek anlatmak istedim. O sırada Türk filmlerinde verem olanların öksürünce kan çıkarttığı geldi aklıma. O yüzden mikropları kırmızı çizdim. "Verem Savaş haftası" diye savaş konusunu yansıtmak için de mikropların eline balta koydum. Ve sigaradan duman çıkarttım. Hani savaş olunca toz duman olur ya, o şekilde ifade ettim.

Sigaranın da zararını yansıtmak istedim. Verem sonuçta bir hastalık, sigara da hasta eden bir unsur, o yüzden böyle bağdaştırdım. Hasta insanları da gözaltları mor, yanakları ve burnu Kırmızı tasvir ettim. Hani insan hasta olunca ateşi yükselir ya, o yüzden kırmızı renk seçtim, bunu anlatmak için.

Aklıma ardı ardına gelen bu düşünceleri de resme dökerken, kağıdı epey kirletmişim gördüğünüz gibi. Renkler birbirine girmiş.

Her resimde "bu kez kirletmeden boyayacağım." Diyordum; ama resim yapmaya başlayınca ve arka arkaya aklıma düşünceler gelince, yani ilham gelince, adeta dünyadan soyutlanıyordum ve o an sadece düşünceye odaklanıyordum; kağıdı temiz boyamak falan o an umrumda olmuyor; sadece düşünceyi resme dökmeye kilitleniyorum istemsizce. Sonra resim bitince bir bakıyorum, Yine renkler birbirine girmiş. O anki düşünce hengamesi, resimlerime öyle renk karmaşası olarak yansıyor Ve böyle çok dereceye girdim.

Çok sevdiğim anasınıfı öğretmenim Serpil kılınç'ın bunda çok büyük payı var; çünkü anasınıfındayken yaptığım bir resmi, yarışmaya göndermişti ve ilk kez o zaman, 5 yaşımdayken dereceye girdim. Ödül Töreni için Kütahya'ya çağırmışlardı; gidememiştim; gidemediğime de üzülmüştüm; ama sonra birçok resim yarışmasında dereceye girdim ve ödül törenine gittim.

görsel

görsel

Şimdi resimdeki bu başarılarımı hatırlayınca durup düşünüyorum; neden resim yapmayı bıraktım ki ben?

Sanırım içimdeki ressam; boya yerine harfleri kullanıyor artık.

Eskiden duygu ve düşüncelerimi boyalarla resmederken, artık harflerle resmediyorum.

Yani artık yazıya döküyorum duygu ve düşüncelerimi.

Her yazıda resmediyorum işte bir şeyleri...

Olsun, böyle de güzelim.

Bu vesileyle, rahmetli öğretmenimi de saygıyla anıyorum; onun sayesinde resim yarışmalarına katıldım ve onun sayesinde birçok kez dereceye girmenin mutluluğunu yaşadım. Resmi, sanatı onun sayesinde sevdim. Ruhunuz şad olsun Serpil Kılınç öğretmenim, anılarımda ve kalbimde daima yaşayacaksınız...