bugün

tüm dünya sadece kuran ile yönetilirse ne olur

1. ülkelerin idarecileri etraflarında bulunan yetkin kişilere danışır, onların fikrini alır ve son kararı öyle verirlerdi.

'Onların iş ve yönetimleri aralarında şura iledir.'
(Şura Suresi: 38)

 
'Allah’tan bir rahmet sayesindedir ki sen onlara yumuşak davrandın. Eğer kaba saba, katı yürekli olsaydın, senin çevrenden kesinlikle dağılır giderlerdi. O halde bağışla onları, af dile onlar için, iş ve yönetim konusunda da onlarla şuraya git.'
(Ali imran Suresi: 159)

 
bu durum Peygamberimiz’in bile uygulaması gereken bir kurumdur.

ve bunun nasıl yapılacağı da açıklanmıştır:

yumuşaklıkla, merhametle...
kaba sabalıkla, katı yüreklilikle değil...

yani: yönetimin ve toplumsal yaşamın her aşamasında “şura” esastır.

 
2. ülkeler ve idareciler adaletli olur, adaletle yönetilirlerdi.
 

'Ey inananlar! Adalet ve dürüstlüğün tanıkları olarak Allah için kollayıp gözetenler olun. Bir topluluğa kininiz, sizi adaletsiz davranmaya asla itmesin. Adaletli olun. Bu korunup sakınanlar için daha uygundur.'
(Maide Suresi: 8)

'Allah sizi din hakkında sizinle savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkartmayan kimselere iyilik etmekten, onlara adaletli davranmaktan menetmez. Allah adaleti ayakta tutanları sever.'
(Mümtehine Suresi: 8)

 

3. adam kayırmacılığı ve kadrolaşma olmaz, iş kadın erkek ayrımı yapılmadan ehil kişilere verilirdi.

'Şu bir gerçek ki Allah size emanetleri ehil olanlara vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğinizde adaletle hükmetmenizi emrediyor.'
(Nisa Suresi: 58)

4. idareciler toplumun içinden olan kişilerden seçilirdi.

'Ey inananlar! Allah’a itaat edin, Allah’ın elçisine ve sizden olan ulul-emre (yöneticilere) itaat edin.'
(nisa Suresi: 59)

 
5. dini konularda baskı ve şiddet kullanılarak dayatma olmazdı.

'Dinde zorlama yoktur. Gerçek şu ki doğruluk ve sapıklık birbirinden ayrılmıştır.'
(bakara Suresi: 256)
 

6. mezheplerin ve bölünmüşlüğün getirdiği dağınıklık da olmayacaktı.

'Dinlerini parça parça edip guruplara ayrılanlar var ya, senin onlarla hiçbir ilişkin yoktur. Onların işi ancak Allah'a kalmıştır. Sonra Allah onlara yaptıklarını bildirecektir.'
(en'am suresi: 159)

'Ve hepinizin dini bir tek dindir. Ben de sizin Rabbinizim, öyleyse Bana karşı gelmekten sakının.'
(müminun suresi: 52)

'ama peygamberleri izlediklerini iddia eden ümmetler fırkalara ayrılıp bölük bölük oldular. Her grup, kendilerine ait görüşten ötürü memnun ve mutludur.'
(müminun suresi: 53)

'Hep birlikte Allah'ın ipine (kitabına, dinine) sımsıkı sarılın. Parçalanıp ayrılmayın. Allah'ın üzerinizdeki nimetini düşünün. Hani siz birbirinize düşmanlar idiniz de, O, kalplerinizi birleştirmişti. işte O'nun (bu) nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz. Yine siz, bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi O kurtarmıştı. işte Allah size âyetlerini böyle apaçık bildiriyor ki, doğru yola eresiniz.'
(ali imran suresi: 103)

 
buradan şu sonuç çıkmaktadır:

Padişahlık, Krallık gibi tek adama dayalı sistemler 'kur'an'a göre' ülkelerin yönetimi için uygun değildir.

cumhuriyet ve demokrasi bize sanki biraz daha yakındır.
 
Kuran’a göre yönetim;

örflere, heva-heveslere, arap ya da türk geleneklerine, kabileye, mezheplere, kişisel çıkarlara ya da tarikatlara göre oluşturulamaz.

sömürü aracı yapılamaz.

namaz kılmayan, kılmaya başlayana kadar dövülemez veya öldürülemez.

oruç zorla tutturulamaz.

zina eden recm ile öldürülemez.

camilerden bir başka görüşün aleyhinde hutbe verilemez.

kaynak kur'an ve peygamberimizin uygulamaları olunca, ki peygamberimiz kur'an'a aykırı hiç bir uygulama yapmamıştır, ülkeler gayet güzel idare edilirdi.