bugün
- icardi190527
- hamas bir terör örgütüdür15
- suriyeliler suriye'ye dönsün12
- vatandaşlık farkı alan otel24
- bir kadının yemek ısmarlaması15
- erkeğe ne hediye alınır34
- futbolcu ismiyle nick almak12
- 1 m dolara bu bebeğe sertçe tokat atar mısınız19
- anın görüntüsü13
- icardi1905 silik olsun kampanyası19
- şehirler arası aşk yaşamak9
- true'nin porno arşivi kaç gb8
- sözlükte ateist gibi takılan yahudiler10
- aleyna tilki10
- sözlük kızından gelin olmaz21
- herkes güncel fiyatını yazabilir mi9
- arkadaşlar sizden bir şey rica edebilir miyim22
- ağaç gövdesi gibi bacakları olan kadın14
- sözlük yazarlarının tatlıları8
- alınan en güzel iltifat14
- kızımın kiminle yatıp kalktığıyla ilgilenmezdim9
- cumaya gidenlerin çok azalması10
- bik bik'in balona binmesi34
- en yaşlı özelliğiniz9
- 170 boyunda olduğum için hep reddedildim23
- sabah aç karnına içilen bira13
- ideal duş alma sıklığı14
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi13
- artificialintelligence9
- kız mı erkek mi belli olmayan yazarlar8
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması14
- icardiyi tokat manyağı yapmak12
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız9
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım13
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı23
yine o uzak odadan sesler yükseliyordu birbirinin içine geçen. canıma tak etmişti her şey karanlık odada yüreği sıkışmış ufacık bir ben için. Sonra ilerlemeye başlamıştım upuzun ve ince koridorda sessiz sakin. Uzaktaki odanın kapısının buzlu camından dışarı süzülen ışığa doğru ilerlemeye başlamıştım. Çığlıklar da eklenmeye başlamıştı hırçın seslerin arasına. bense ayaklarımın adım attıkça çıkardığı sese adapte olmaya çalışıyordum, ama duyulmuyordu.
yaklaştıkça televizyon girmeye başlıyordu ufak hıçkırık aralarına. Çığlıklar genizden geliyordu, haykırışlar hırslardan akıyordu ve ağlayışlar yüreklerden kopup gelirken benim yüreğimi de koparıyordu pervasızca.
sert, kalın bir ses duyuyordum önce üst komşunun bile duyduğuna emin olduğum. alınan nefes aralarına annemin hıçkırıkları giriyordu güçsüz ve sinmiş. televizyonda magazin programlarının şen müzikleri eşlik ediyordu annemin hıçkırıklarına ve ortamın kanlarına bulanmamı da önlüyordu bu aynı zamanda.
ben yaklaşıyordum ışığa. O esnada uzun bir gölge vurdu koridora, babamın gölgesiydi bu benden beni aktıran. işığa neden ilerliyor olduğumu bilmiyordum ama ayaklarımda hiçbir tedirginlik yoktu beni durdurmaya çalışan.
tanınmayan bir şakırtı geldi o arada, ve ardını süsleyen genizden kopmuş bir haykırış. hıçkırıklar yoğunlaştıkça koridoru, ben boğuluyordum.
o an ilerlediğim noktaya beslediğim amacı anlamıştım işte. babamın gölgesi, buzlu camdan benim üzerime düşüyordu şimdi, benim gölgem de dış kapının üzerine.
bir haykırış daha koparken açtım o kapıyı, gölgem disariya uzanan kirli yere yapıştı. bir sonsuzluk indi derinliklerime. karanlığın sınırsızlığını gördüm dışarıda. ve içeride ailem dediklerimin yaşattığı karanlığa gömüldüm.
tek bir adım, ve gerisi geldi. buzlu cam çok gerideydi artık. yakın olansa soğuğun kesişiydi karanlık geceyi.
Artik ayak seslerimi duyabiliyordum. Sokakta sadece ayak seslerim ve ben varken söylüyordum bu cümleyi: işte yok oluş bu..
işte yok oluş, bu.. ****
yaklaştıkça televizyon girmeye başlıyordu ufak hıçkırık aralarına. Çığlıklar genizden geliyordu, haykırışlar hırslardan akıyordu ve ağlayışlar yüreklerden kopup gelirken benim yüreğimi de koparıyordu pervasızca.
sert, kalın bir ses duyuyordum önce üst komşunun bile duyduğuna emin olduğum. alınan nefes aralarına annemin hıçkırıkları giriyordu güçsüz ve sinmiş. televizyonda magazin programlarının şen müzikleri eşlik ediyordu annemin hıçkırıklarına ve ortamın kanlarına bulanmamı da önlüyordu bu aynı zamanda.
ben yaklaşıyordum ışığa. O esnada uzun bir gölge vurdu koridora, babamın gölgesiydi bu benden beni aktıran. işığa neden ilerliyor olduğumu bilmiyordum ama ayaklarımda hiçbir tedirginlik yoktu beni durdurmaya çalışan.
tanınmayan bir şakırtı geldi o arada, ve ardını süsleyen genizden kopmuş bir haykırış. hıçkırıklar yoğunlaştıkça koridoru, ben boğuluyordum.
o an ilerlediğim noktaya beslediğim amacı anlamıştım işte. babamın gölgesi, buzlu camdan benim üzerime düşüyordu şimdi, benim gölgem de dış kapının üzerine.
bir haykırış daha koparken açtım o kapıyı, gölgem disariya uzanan kirli yere yapıştı. bir sonsuzluk indi derinliklerime. karanlığın sınırsızlığını gördüm dışarıda. ve içeride ailem dediklerimin yaşattığı karanlığa gömüldüm.
tek bir adım, ve gerisi geldi. buzlu cam çok gerideydi artık. yakın olansa soğuğun kesişiydi karanlık geceyi.
Artik ayak seslerimi duyabiliyordum. Sokakta sadece ayak seslerim ve ben varken söylüyordum bu cümleyi: işte yok oluş bu..
işte yok oluş, bu.. ****
güncel Önemli Başlıklar