bugün
- icardi190527
- hamas bir terör örgütüdür15
- suriyeliler suriye'ye dönsün12
- vatandaşlık farkı alan otel24
- bir kadının yemek ısmarlaması15
- erkeğe ne hediye alınır34
- futbolcu ismiyle nick almak12
- 1 m dolara bu bebeğe sertçe tokat atar mısınız19
- anın görüntüsü13
- icardi1905 silik olsun kampanyası19
- şehirler arası aşk yaşamak9
- true'nin porno arşivi kaç gb8
- sözlükte ateist gibi takılan yahudiler10
- aleyna tilki10
- sözlük kızından gelin olmaz21
- herkes güncel fiyatını yazabilir mi9
- arkadaşlar sizden bir şey rica edebilir miyim22
- ağaç gövdesi gibi bacakları olan kadın14
- sözlük yazarlarının tatlıları8
- alınan en güzel iltifat14
- kızımın kiminle yatıp kalktığıyla ilgilenmezdim9
- cumaya gidenlerin çok azalması10
- bik bik'in balona binmesi34
- en yaşlı özelliğiniz9
- 170 boyunda olduğum için hep reddedildim23
- sabah aç karnına içilen bira13
- ideal duş alma sıklığı14
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi13
- artificialintelligence9
- kız mı erkek mi belli olmayan yazarlar8
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması14
- icardiyi tokat manyağı yapmak12
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız9
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım14
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı23
Cemaate rezil olmayalım
Cumhurbaşkanı ismet inönü, 1940lı yılların ortalarında memleketi Malatyaya gitmişti.
Her zaman yaptığı gibi, önce babasının mezarını ziyaret etti, sonra da okulları...
Gittiği okullardan birinde orta son sınıfların dersine girdi.
Derste kendisini ayakta karşılayan öğrencilerden birine beklenmedik bir soru sordu:
- Sen ne zaman inönü olacaksın?
Çocuk kilitlenip kaldı. Ne cevap vereceğini düşünürken yanındaki haylaz öğrenci kulağına eğilip tüyo verdi:
- Sen öldüğün zaman!..
Bu laf duyuldu. Sınıf kahkahaya boğuldu. ismet Paşa gittikten sonra haylazı disipline verdiler. 1 hafta süreyle okuldan uzaklaştırıldı.
Haylazın adı, Hüseyin Üzmezdi.
* * *
Üzmez, o vukuatından 60 yıl sonra bambaşka bir skandalla yeniden disipline gidiyor.
Bu seferki skandalın kökeninde 60 yıl önceki vukuattan izler de olabilir. Zira sonraları gazeteci Ahmet Emin Yalmana düzenlediği suikastı anlatması için Bülent Çaplı ile röportaja gittiğimizde yukarıdaki anıyı kendisi anlatmıştı; bu arada çocukken nasıl telkinlerle yetiştirildiğini de yine kendisinden dinlemiştik.
Zındıklara, kâfirlere, karşı büyük bir kin duygusuyla büyütülmüştü. O gün için bunları CHP temsil ediyordu. O da Halkçılara karşı bayrak açmış, karşıtı saydığı yazarlara kurşun sıkmıştı.
Sonra hapis yattığı yıllarda yaptıklarından pişman olmuş, yazdığı kitaplarda, çıktığı programlarda yeni yetişen gençleri kendisi gibi tuzağa düşmemeleri için uyarmaya çalışmıştı.
* * *
Aklıma 23 Nisan günü Başbakanın koltuğuna oturan ilkokul öğrencisinin esprisi geliyor.
Kendisine hayli büyük gelen koltuğa bir görevlinin yardımıyla otururken şöyle fısıldamıştı:
-Cemaate rezil olmayalım.
Şimdi Üzmez de nicedir oturduğu milliyetçi-muhafazakâr yazar koltuğundan, o kimlikle hayli uyumsuz bir lekeyle devrilirken cemaate rezil olma durumu yaşıyor.
Tabii aynı çapta bir başka skandal da cemaatin ya görmezden gelerek rezaleti gizlemesi ya da komplodur filan diyerek neredeyse sahiplenmesi...
Üzmez kendisinden 50 yaş küçük eşiyle evlendiğinde kayınpederi bu durumu, Ne var yani; Peygamberimiz de 9 yaşında bir kızla evlenmişti; diye savunmuştu.
islamcı basının hiç olmazsa Hz. Peygamberi korumak adına buralarda bir duruş sergilemesi gerekmiyor mu?
Yoksa ilkokul 2 deki kızlarımız için de mi kaygılanmalıyız?
* * *
Küçük kızların, anne babalarının ve mukaddesatçı medyanın bu mide bulandırıcı öyküden alacağı ders, ahlaktan, dinden, imandan, milliyetten bolca bahsediyor diye kimseye hemen evinde yer, gazetesinde köşe, televizyonunda program vermemek olmalıdır.
Devlet ise tecavüzcüyü cezalandırırken, tecavüze uğrayana kol kanat germelidir. Geçenlerde komşuları tarafından lezbiyen ilişkiye zorlanan iki küçük kız kardeşi okullarından uzaklaştıran mantık, saldırganı değil, mağduru ezmek alışkanlığından hızla vazgeçmelidir.
Üzmeze gelince... Bu disiplin cezasından da kurtulabilirse, gençliğindeki siyasi suikast anılarını anlatarak gençlere tuzaklardan korunmayı telkin ettiği gibi, yaşlılığındaki cinsi temas anılarını anlatarak şimdi de çocuklara sübyancılardan korunmayı öğretebilir; ki bu da az katkı değildir.
can dündar-milliyet
Cumhurbaşkanı ismet inönü, 1940lı yılların ortalarında memleketi Malatyaya gitmişti.
Her zaman yaptığı gibi, önce babasının mezarını ziyaret etti, sonra da okulları...
Gittiği okullardan birinde orta son sınıfların dersine girdi.
Derste kendisini ayakta karşılayan öğrencilerden birine beklenmedik bir soru sordu:
- Sen ne zaman inönü olacaksın?
Çocuk kilitlenip kaldı. Ne cevap vereceğini düşünürken yanındaki haylaz öğrenci kulağına eğilip tüyo verdi:
- Sen öldüğün zaman!..
Bu laf duyuldu. Sınıf kahkahaya boğuldu. ismet Paşa gittikten sonra haylazı disipline verdiler. 1 hafta süreyle okuldan uzaklaştırıldı.
Haylazın adı, Hüseyin Üzmezdi.
* * *
Üzmez, o vukuatından 60 yıl sonra bambaşka bir skandalla yeniden disipline gidiyor.
Bu seferki skandalın kökeninde 60 yıl önceki vukuattan izler de olabilir. Zira sonraları gazeteci Ahmet Emin Yalmana düzenlediği suikastı anlatması için Bülent Çaplı ile röportaja gittiğimizde yukarıdaki anıyı kendisi anlatmıştı; bu arada çocukken nasıl telkinlerle yetiştirildiğini de yine kendisinden dinlemiştik.
Zındıklara, kâfirlere, karşı büyük bir kin duygusuyla büyütülmüştü. O gün için bunları CHP temsil ediyordu. O da Halkçılara karşı bayrak açmış, karşıtı saydığı yazarlara kurşun sıkmıştı.
Sonra hapis yattığı yıllarda yaptıklarından pişman olmuş, yazdığı kitaplarda, çıktığı programlarda yeni yetişen gençleri kendisi gibi tuzağa düşmemeleri için uyarmaya çalışmıştı.
* * *
Aklıma 23 Nisan günü Başbakanın koltuğuna oturan ilkokul öğrencisinin esprisi geliyor.
Kendisine hayli büyük gelen koltuğa bir görevlinin yardımıyla otururken şöyle fısıldamıştı:
-Cemaate rezil olmayalım.
Şimdi Üzmez de nicedir oturduğu milliyetçi-muhafazakâr yazar koltuğundan, o kimlikle hayli uyumsuz bir lekeyle devrilirken cemaate rezil olma durumu yaşıyor.
Tabii aynı çapta bir başka skandal da cemaatin ya görmezden gelerek rezaleti gizlemesi ya da komplodur filan diyerek neredeyse sahiplenmesi...
Üzmez kendisinden 50 yaş küçük eşiyle evlendiğinde kayınpederi bu durumu, Ne var yani; Peygamberimiz de 9 yaşında bir kızla evlenmişti; diye savunmuştu.
islamcı basının hiç olmazsa Hz. Peygamberi korumak adına buralarda bir duruş sergilemesi gerekmiyor mu?
Yoksa ilkokul 2 deki kızlarımız için de mi kaygılanmalıyız?
* * *
Küçük kızların, anne babalarının ve mukaddesatçı medyanın bu mide bulandırıcı öyküden alacağı ders, ahlaktan, dinden, imandan, milliyetten bolca bahsediyor diye kimseye hemen evinde yer, gazetesinde köşe, televizyonunda program vermemek olmalıdır.
Devlet ise tecavüzcüyü cezalandırırken, tecavüze uğrayana kol kanat germelidir. Geçenlerde komşuları tarafından lezbiyen ilişkiye zorlanan iki küçük kız kardeşi okullarından uzaklaştıran mantık, saldırganı değil, mağduru ezmek alışkanlığından hızla vazgeçmelidir.
Üzmeze gelince... Bu disiplin cezasından da kurtulabilirse, gençliğindeki siyasi suikast anılarını anlatarak gençlere tuzaklardan korunmayı telkin ettiği gibi, yaşlılığındaki cinsi temas anılarını anlatarak şimdi de çocuklara sübyancılardan korunmayı öğretebilir; ki bu da az katkı değildir.
can dündar-milliyet
güncel Önemli Başlıklar