bugün

taso biriktiren 90lı nesil

kasabada önüme gelen tüm rakiplerimi bir bir üttüm, keptim. geride gözü yaşlı çok çocuk bıraktım ben. 10 tasoyla evden çıkar 100 tasoyla geri dönerdim. bir zaman sonra artık ne kepebileceğim bir çocuk ne de kazanacağım bir taso kalmıştı. kasabanın en büyüğü bendim.

gel zaman git zaman büyüdük. tasolarım; çocukluğumdan bana kalan madalyalarımdı, değerliydi. bir gün bu şeref madalyalarıma bakmak, eski günleri yad etmek istedim. ama gözüm gibi baktığım tasolarım koyduğum yerde değillerdi.

hemen annemin yanına gidip: ''anne tasolarım nerede?'' diye sordum. annem ise sobayı işaret edip: ''bak ısınıyon ya'' dedi. yıkılmıştım...