bugün

yol

Kalktılar. Yürümeyi yapıştırdılar demin yırttıkları yerden. Adam yola ettiği eziyeti inceliyor, kadın çok sevdiği ayakkabılarını birbirine değişik açılarda basarak kimbilir hangi dansı hangi adımları deniyordu. Çirkin beton bir elektrik direği geçti aralarından.

"Ne kadar yürünse ne olur bu yol?"

Adam adımlarını yavaşlattı. Kadın hızlanıyordu ve ardına bakmıyordu. Sanki uzun süredir birlikte yürümüyorlardı.

Adam durdu, kadın gidiyordu.

Adam karşı kaldırıma geçti, geri döndü. Sıfırdan başladı yürümeye.
Yol aynı yol, ısırganlar sanki daha sevecen.

Hem kundura boyacısı hem hüznünün işportacısı bir çocuk oturmuş yolun kıyıcığına gülümsüyordu;

- N'aber ?
- iyi !
- Gel oturalım şu çay bahçesine, parlat bakalım dul ayakkabılarımızı.
- Yenge n'oldu ?
- Yolu sevdi, yürüyor.