bugün

stanford shaw

ilter Türkmen in hürriyet gazetesindeki 26 aralık 2006 tarihli yazısı:

T.E. Lawrence bile inanmamıştı

HAYATINI Türkiye nin tarihini aydınlatarak onun hakkındaki gerçeklere aykırı iddiaları çürütmeye vakfeden Stanford Shaw u geçen hafta kaybettik.

Shaw un kitapları arasında özellikle "Osmanlı imparatorluğu ve Modern Türkiye nin Tarihi", "Osmanlı imparatorluğu nun ve Türkiye nin Yahudileri", "Türkiye ve Holokost" zikredilmelidir.

Son eseri ise 6 ciltlik "imparatorluktan Cumhuriyete" başlıklı kitabıdır. 40 yıl süren bir araştırma ve çalışmanın ürünü olan bu muhteşem eser, Türk Tarih Kurumu nca 2000 de basılmış, fakat ne yazık ki hálá Türkçe ye çevrilmemiştir.

Yanında doktorasını yapan genç bir araştırmacıya bu çeviriyi yapmasını vasiyet ettiğini, kendisi gibi tarihçi ve kitaplarından bazılarının ortak yazarı olan eşi Ezel Kural Shaw dan öğrendim. Umarım Bilkent Üniversitesi gereken desteği sağlar.

* * *

2400 den fazla sayfayı kaplayan "imparatorluktan Cumhuriyete", bir doküman hazinesidir. Eserin tamamını daha okuyamadım, fakat 1918-1923 devresine ait hangi konuyu merak etseniz, belgelenmiş ayrıntılı bilgileri orada bulabilirsiniz. Son defa biraz Sevr Antlaşması bölümüne göz attım; çünkü Sevr vaveylası gündemimizden her nedense hiç eksik olmuyor.

Geçenlerde bir parti başkanı, yine Sevr korkuluğunu öne çıkardı. Meclis te de aynı konuda iktidar ve muhalefet milletvekilleri birbirlerine girdiler. Bu vehim anlaşılan müthiş bir politik silah! Bakalım Shaw un belgelerinde Sevr hakkında neler var? Shaw, Osmanlı imparatorluğu na karşı Arapları kışkırtan T.E. Lawrence ın bile Sevr Antlaşması nın uygulanmasına katiyen ihtimal vermediğini belirtiyor.

30 Mayıs 1920 de "Sunday Times"a gönderdiği mektupta şunu yazmış: "Antlaşmanın tek bir hükmü bile üç yıldan fazla geçerli olamaz. Bu antlaşmayı unutun. Türkiye de tek müttefikimizin Sultan olması bir trajedidir. Antlaşma baştan aşağı değiştirilmelidir."

istanbul da o yıllardaki ABD Yüksek Komiseri Mark Bristol da Ermeni taleplerine karşı Birinci Dünya Savaşı ndan önce bile Anadolu da ve Kafkasya da nüfusun çok büyük çoğunluğunun Türk ve Müslüman olduğunu vurgulamış.

* * *

O devirde özellikle askerlerin gerçekleri gördüğü anlaşılıyor. ingiliz Genelkurmay Başkanı Henry Wilson un fikrine göz atalım: "istanbul yönetiminin antlaşmayı imzalayıp imzalamamasının hiç önemi yoktur. Bütün güç artık Anadolu ya geçmiştir. Biz Genelkurmay olarak bu gerçeği tekrar tekrar hükümete ifade ettik, fakat sonuç alamadık; çünkü Dışişleri Bakanlığı askeri kudret olmadan gerçekleştirilemeyecek projeler peşindedir."

Harbiye Bakanı Winston Churchill de Bakanlar Kurulu üyelerine gönderdiği bir uyarı mektubunda, General Wilson un ve Birinci Dünya Savaşı nda Müttefik Kuvvetler Başkomutanlığı nı yapan Fransız Mareşali Foch un görüşlerine dikkat çekiyor.

Foch da antlaşmanın barış için bir tehdit olduğunu, uygulanması için 300 bin kişilik bir orduya ihtiyaç bulunduğunu, oysa o sırada Türkiye deki işgal kuvvetlerinin 8 bini geçmediğini söylemişti. O tarihte Anadolu daki Yunan kuvvetleri ise ne ingiliz, ne de Fransız komutanlar tarafından ciddiye alınıyorlardı.

* * *

Evet, yıl 1920, Sevr in uygulanabileceğine kimse inanmıyor. Yıl 2006. Biz Sevr paranoyasından kurtulamıyoruz. Ben 40 yıldan fazla Dışişleri nde çalıştım. Bir gün bakanlıkta Sevr den bahsedildiğini duymadım.

Türk diplomasisi için milat Lozan da başlar. Lozan ın ardından Montreux de Boğazlar üzerindeki egemenliğimizi pekiştirdik. Daha sonra Hatay ı anavatana kattık.

1974 te Kıbrıs a müdahale ettik. Neden korkuyoruz? Aslında kimsenin korktuğu yok, korkutmayı seviyorlar. Korku aşılayarak politik destek peşindeler.