bugün

kuran ı kerim aldatmacası

kuran-ı kerim'in kelime anlamı "okunan kitap" tır. koşulsuzca ve tüm inançlar gibi körkütük inanıldığı için inanlarca dokunulmaz ve kusursuz olarak görülür. peki kuran gerçekten kusursuz mudur? islam inancının düşünsel olarak mantıksız ve çelişik yanları var mıdır? ayet ayet incelenirse, bu zamanının oldukça zeki insanları tarafından kaleme alınmış kitabının eksik yanları ortaya çıkartılabilir mi?

öncelikle okunan kitabın dini, zorunlu olarak kendisinden önceki dinlerden kavramsal olarak ileridedir. çünkü, kuran o dinlerden daha sonra kurgulanmış dolayısı ile onların üzerine kurulmuştur. ondan önceki din olan isevilikte ruhban sınıfı vardır ve bu din yöneticileri, tanrı ile kulları arasında bağ oluştururlar. onlar günahları tanrıya iletir, tanrıdan af diler ve kutsarlar. ondan önceki din olan musevilik zaten tek tanrılı bir din bile değildir. eğer tevrat okuyan biri varsa bu dinin çok tanrılı bir din olduğunu zaten biliyordur. çünkü bu dinde yehova ve diğer tanrılardan açık açık söz edilir. bunun dışında üç tanrılı inanç çokluğu dolayısı ile ayrımı temsil ettiği için muhammed'in dini evrensele daha yakındır. çünkü tanrısı tektir.

muhammedin kitabındaki mantıksal hatalar.

1-) sayın (hazreti kelimesinin türkçesi sayındır) muhammed okunan kitapta kölelik ile ilgili şunları söylemiştir.

"Ey iman edenler, öldürülenler hakkında size kısas yazıldı (farz kılındı). Özgüre karşı özgür, köleye karşı köle ve dişiye karşı dişi. Fakat kimin (hangi katilin) lehine, onun (maktulün) kardeşi (varisi veya velisi) tarafından bağışlanırsa, artık (yapılması gereken) örfe uymak (ve) ona (maktulün varis veya velisine) güzellikle (diyet) ödemektir. Bu, Rabbinizden bir hafifletme ve bir rahmettir. Artık kim bundan sonra tecavüzde bulunursa, onun için elem verici bir azab vardır. (BAKARA SURESi / 178)
Bir mü'mine, -hata sonucu olması dışında- bir başka mü'mini öldürmesi yakışmaz. Kim bir mü'mini 'hata sonucu' öldürürse, mü'min bir köleyi özgürlüğüne kavuşturması ve ailesine teslim edilecek bir diyeti vermesi gerekir. Onların (bunu) sadaka olarak bağışlamaları başka. Eğer o, mü'min olduğu halde size düşman olan bir topluluktan ise, bu durumda mü'min bir köleyi özgürlüğe kavuşturması gerekir. Şayet kendileriyle aranızda andlaşma olan bir topluluktan ise, bu durumda ailesine bir diyet ödemek ve bir mü'min köleyi özgürlüğe kavuşturmak gerekir. (Diyet ve köle özgürlüğü için gereken imkanı) Bulamayan ise, kesintisiz olarak iki ay oruç tutmalıdır. Bu, Allah'tan bir tevbedir. Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. (NiSA SURESi / 92)
Allah sizi, yeminlerinizdeki 'rastgele söylemelerinizden, boş sözlerden' dolayı sorumlu tutmaz, ancak yeminlerinizle bağladığınız sözlerden dolayı sizi sorumlu tutar. Onun (yeminin) keffareti, ailenizdekilere yedirdiklerinizin ortalamasından on yoksulu doyurmak ya da onları giydirmek veya bir köleyi özgürlüğüne kavuşturmaktır. (Bunlara imkan) Bulamayan (için) üç gün oruç (vardır.) Bu, yemin ettiğinizde (bozduğunuz) yeminlerinizin keffaretidir. Yeminlerinizi koruyunuz. Allah, size ayetlerini böyle açıklar, umulur ki şükredersiniz. (MAiDE SURESi / 89)
(TEVBE SURESi / 60)
içinizde evli olmayanları, kölelerinizden ve cariyelerinizden salih olanları evlendirin. Eğer fakir iseler Allah, kendi fazlından onları zengin eder. Allah geniş (nimet sahibi)dir, bilendir. (NUR SURESi / 32)
"Bana karşı lütuf-dediğin nimet de, israiloğullarını köle kılmandan dolayıdır." (ŞUARA SURESi / 22)
Kadınlarına "zıhar"da bulunanlar, sonra söylediklerinden geri dönenlerin, birbirleriyle temas etmeden önce bir köleyi özgürlüğüne kavuşturmaları gerekir. işte size bununla öğüt verilmektedir. Allah, yaptıklarınızı haber alandır. (MÜCADELE SURESi / 3)
Bir boynu çözmek (bir köleye özgürlük vermek)tir; (BELED SURESi / 13)"

ve bu sayın ölmüş kişi yine dişi köle anlamına gelen cariyelik ile ilgili aşağıda ki yazanları ortaya atmıştır.

"Müşrik kadınları, iman edinceye kadar nikahlamayın; iman eden bir cariye, -hoşunuza gitse de- müşrik bir kadından daha hayırlıdır. Müşrik erkekleri de iman edinceye kadar nikahlamayın; iman eden bir köle, -hoşunuza gitse de- müşrik bir erkekten daha hayırlıdır. Onlar, ateşe çağırırlar, Allah ise kendi izniyle cennete ve mağfirete çağırır. O, insanlara ayetlerini açıklar. Umulur ki öğüt alıp-düşünürler. (BAKARA SURESi / 221)
Eğer yetim (kız)lar konusunda adaleti yerine getiremeyeceğinizden korkarsanız, bu durumda, (onlarla değil) size helal olan (başka) kadınlardan ikişer, üçer, dörder olmak üzere nikahlayın. Şayet adaleti sağlayamayacağınızdan korkarsanız, o zaman bir (eş) ya da sağ ellerinizin malik olduğu (cariye) ile (yetinin). Bu sapmamanıza daha yakındır. (NiSA SURESi / 3)
içinizde evli olmayanları, kölelerinizden ve cariyelerinizden salih olanları evlendirin. Eğer fakir iseler Allah, kendi fazlından onları zengin eder. Allah geniş (nimet sahibi)dir, bilendir. (NUR SURESi / 32)
Nikah (imkanı) bulamayanlar, Allah onları kendi fazlından zenginleştirinceye kadar iffetli davransınlar. Sağ ellerinizin malik olduğu (köle ve cariyelerden) mükatebe isteyenlere -eğer onlarda bir hayır görüyorsanız- mükatebe yapın. Ve Allah'ın size verdiği malından onlara verin. Dünya hayatının geçici metaını elde etmek için -ırzlarını korumak istiyorlarsa- cariyelerinizi fuhşa zorlamayın. Kim onları (fuhşa) zorlarsa, şüphesiz, onların (fuhşa) zorlanmalarından sonra Allah (onları) bağışlayandır, esirgeyendir. (NUR SURESi / 33)
Ey iman edenler, sağ ellerinizin malik olduğu ile sizden olup da henüz erginlik çağına ermemiş olan (çocuk)lar, (odalarınıza girmek için şu) üç vakitte izin istesinler: Sabah namazından önce, öğleyin üstünüzü çıkardığınız vakit ve yatsı namazından sonra. (Bu) Üçü sizin için mahrem (vakitleri)dir. Bunların dışında size de, onlara da bir sakınca yoktur; onlar yanınızda dolaşabilirler, birbirinizin yanında olabilirsiniz. işte Allah, size ayetleri böyle açıklamaktadır. Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. (NUR SURESi / 58)
Ey Peygamber, gerçekten biz sana ücretlerini (mehirlerini) verdiğin eşlerini ve Allah'ın sana ganimet olarak verdikleri (savaş esirleri)nden sağ elinin malik olduğu (cariyeler) ile seninle birlikte hicret eden amcanın kızlarını, halanın kızlarını, dayının kızlarını ve teyzenin kızlarını helal kıldık; bir de, kendisini peygambere hibe eden ve peygamberin kendisini almak istediği mü'min bir kadını da, -mü'minler için olmaksızın yalnızca sana has olmak üzere- (senin için helal kıldık). Biz, kendi eşleri ve sağ ellerinin malik olduğu (cariyeleri) konusunda onlar (mü'minler) üzerine neyi farz kıldığımızı bildik (size bildirdik). Böylelikle senin için hiç bir güçlük olmasın. Allah çok bağışlayandır, çok esirgeyendir. (AHZAB SURESi / 50)
Bundan sonra (başka) kadınlar ve bunları başka eşlerle değiştirmek -güzellikleri senin hoşuna gitse bile- sana helal olmaz; ancak sağ elinin malik olduğu (cariyeler) başka. Allah her şeyi gözetleyip denetleyendir. (AHZAB SURESi / 52)
Onlar için babaları, oğulları, kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, kadınları ve sağ ellerinin malik olduğu (cariyeleri) hakkında bir sakınca yoktur. (Ey müslüman kadınlar) Allah'tan sakının. Şüphesiz Allah, her şeye şahid olandır. (AHZAB SURESi / 55)
Ancak kendi eşleri ya da sağ ellerinin malik olduğu başka; çünkü onlar (bunlardan dolayı) kınanmazlar. (MEARIC SURESi / 30 )"

bu ayetleri okuyanlar hiç bir yerinde köleliğin yasaklandığını göremez. bunun nedeni insan usu o zaman tam olarak açınmamıştı ve köleliği normal ve sıradan olarak nitelendirmişti. insan özgürlüğü henüz o kadar önemli bir kavram değildi. tin açınmamıştı. buna karşın sayın muhammed içkiyi kesin bir dille ilgili ayette yasak kılmıştır. çünkü aklı ona yetmiş ama özgürlük kavramını tam olarak açındıraramıştı.

2-) kadın ve erkek kuran'da eşit değildir ve kadınlar er kişinin birer malıdır. bununla ilgili ayetler...

(BAKARA SURESi / 230)
(BAKARA SURESi / 236)
(NiSA SURESi / 3)

ve en önemli olan ayet: Çocuklarınız konusunda Allah, erkeğe iki dişinin hissesi kadar tavsiye eder. Eğer onlar ikiden çok kadın ise (ölünün) geride bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Kadın (veya kız) bir tek ise, bu durumda yarısı onundur. (Ölenin) Bir çocuğu varsa, geriye bıraktığından anne ve babadan her biri için altıda bir, çocuğu olmayıp da anne ve baba ona mirasçı ise, bu durumda annesi için üçte bir vardır. Onun kardeşleri varsa o zaman annesi için altıda bir'dir. (Ancak bu hükümler, ölenin) Ettiği vasiyet veya (varsa) borcun düşülmesinden sonradır. Babalarınız, oğullarınız, siz onların hangilerinin yarar bakımından size daha yakın olduğunu bilmezsiniz. (Bunlar) Allah'tan bir farzdır. Şüphesiz Allah, bilendir, hüküm ve hikmet sahibi olandır. (NiSA SURESi / 11)"

burada da görüldüğü gibi kadın bir maldır ve alınıp satılabilir. istenildiği zaman eğer işe yaramıyorsa onu boşayabilirsiniz. erkek kadından malda 2 kat daha fazla alır...vs.
okunan kitap kadınları erkelerle eşit kılmamıştır. kadınların bu kitaba bu kadar içten bağlılığı oldukça şaşırtıcıdır. bana, arapçasından başkasını duymadıkları ve okumaya gerek görmedikleri için pek de önemi yoktur gibi geliyor.

3-) okunan kitap'ta insan öldürmek, cihat, kıstas, yahudiler ve muhammedi olamayanlarla dostluk kurmamak... gibi bir çok mantıksız ayet vardır.

ancak şunu itiraf etmek gerekir ki okunan kitap kureyş dilinde çok keyif veren bir ses uyumu ile yazılmıştır. özellikle nas suresinin tınısı çok hoştur. dile getiren şaiiri tebrik etmek gerekir. ancak okunan kitabın değiştirilmediği yanlıştır. çünkü değiştirilmemiş bu kitaptaki sure sayısı ve ayet sayısı bu dinin mensubu ve birbirlerinden başka şekillerde ibadet eden şii ve hanefi mezheplerinde tamamen başkadır. ayrıca bu değişmemiş dinde çin'den amerika'ya kadar bambaşka inanışlar ve ayrılıklar mevcuttur.
ayetler kurandan alıntıdır. geri kalan bütün yazılar şahsımındır.