bugün
- sigara içmenin insana verdiği zevk8
- icardi190527
- hamas bir terör örgütüdür15
- suriyeliler suriye'ye dönsün12
- vatandaşlık farkı alan otel24
- bir kadının yemek ısmarlaması15
- erkeğe ne hediye alınır34
- futbolcu ismiyle nick almak12
- 1 m dolara bu bebeğe sertçe tokat atar mısınız19
- anın görüntüsü13
- icardi1905 silik olsun kampanyası19
- şehirler arası aşk yaşamak9
- true'nin porno arşivi kaç gb8
- sözlükte ateist gibi takılan yahudiler10
- aleyna tilki10
- sözlük kızından gelin olmaz21
- herkes güncel fiyatını yazabilir mi9
- arkadaşlar sizden bir şey rica edebilir miyim22
- ağaç gövdesi gibi bacakları olan kadın14
- sözlük yazarlarının tatlıları8
- alınan en güzel iltifat14
- kızımın kiminle yatıp kalktığıyla ilgilenmezdim9
- cumaya gidenlerin çok azalması10
- bik bik'in balona binmesi34
- en yaşlı özelliğiniz9
- 170 boyunda olduğum için hep reddedildim23
- sabah aç karnına içilen bira13
- ideal duş alma sıklığı14
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi13
- artificialintelligence9
- kız mı erkek mi belli olmayan yazarlar8
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması14
- icardiyi tokat manyağı yapmak12
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız9
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım14
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı23
haziran ayının ortaları babamla bi taksiye binip evden çok uzak bir yere gittik. amcam ölmüş, onların evinde kalıp ailesine destek olacakmışız. oraya varıncaya kadar babam her şeyi anlattı, annemler dün gitmiş. amcamların oturduğu ev bakımsız ve can sıkıcıydı, evin bahçesi çok büyüktü. etrafı tellerle çevrilmişti, 10-15 kişi durmadan bi oraya bi buraya gidip geliyordu. uzaktan bakınca hapishaneyi hatırlatıyordu, 14 yaşında bir çocuk için orda kalmak işkenceydi. boğuluyordum resmen, gidelim dayanamıyorum dedim ama alışırsın yakında dediler. on gün bu berbat yerde kalacakmışız, tek düşündüğüm burdan kurtulmanın yollarıydı. her gün zırlıyor gidelim diye ısrar ediyordum, nefes alamıyordum çünkü her yer üstüme geliyordu sanki daralıyordum.
4 gün geçmişti ve ben hala alışamamıştım, bu arada amcamlara yeni insanlar gelmeye devam ediyordu. durum gittikçe daha can sıkıcı hal alıyordu, yemek/tuvalet/banyo sırası bekler olduk. orda adet böyleymiş, biri ölünce tüm yakınları akrabaları günlerce gidip evinde kalır aileye destek olurlarmış. saçma bir adet, onca insanı bir eve toplayıp tıkış tıkış yatırmanın, yemek sırasına sokmanın amacı neydi ..
saatler geçmiyordu sanki. erkekler bahçede dolaşıp sohbet ediyor, kadınlar içerde ağlıyordu. geceleri sıcaktan uyuyamıyordum, bahçede koca bir ağaç vardı onun yamacına uzanıp gökyüzünü seyrediyordum saatlerce. biraz alışmış gibiydim, artık ağlayıp sızlamıyordum. bahçede amaçsızca yürüyen tesbihli dedeleri takib ediyordum, onların adımları ile kendi adımlarımı senkrone edip ritim tutuyordum. gördüğüm her teyzenin taklidini yapmaya çalışıyordum, kasa kasa alınan meyve sularından bir iki tane çalıp üzerine basıp patlatıyordum. sıvı sabun yerine, bulaşık jeli döküp saklandığım yerden izlemek çok komik geliyordu. bana söylenen hiçbir şeyi yapmıyor aksine sorun çıkarıyordum, kendimce protesto ediyordum. babam artık bu duruma katlanamaz hale gelmişti, beni yanına çağırıp şöyle dedi.
babam : bak yavrum, sıkıldığını biliyorum ama saygı gösterip sakin olmaya çalışmalısın. yakında gideceğiz ve sen bu insanların yüzünü bile görmeyeceksin, sadece kalan bu iki günü atlatmak düşüyor sana. şimdi bu çocukça şeylere bir son ver lütfen ..
ben : çocukça şeylere son veremem, çünkü henüz çocuğum ben. ayrıca senden nefret ediyorum, beni bu hapisanede 10 gün boyunca tuttuğun için seni asla affetmicem!
babama bu kadar sert çıktığım için çok kötü hissettim, günlerce yüzüne bakamadım utancımdan. bu en iç burkan çocukluk anımdı.
4 gün geçmişti ve ben hala alışamamıştım, bu arada amcamlara yeni insanlar gelmeye devam ediyordu. durum gittikçe daha can sıkıcı hal alıyordu, yemek/tuvalet/banyo sırası bekler olduk. orda adet böyleymiş, biri ölünce tüm yakınları akrabaları günlerce gidip evinde kalır aileye destek olurlarmış. saçma bir adet, onca insanı bir eve toplayıp tıkış tıkış yatırmanın, yemek sırasına sokmanın amacı neydi ..
saatler geçmiyordu sanki. erkekler bahçede dolaşıp sohbet ediyor, kadınlar içerde ağlıyordu. geceleri sıcaktan uyuyamıyordum, bahçede koca bir ağaç vardı onun yamacına uzanıp gökyüzünü seyrediyordum saatlerce. biraz alışmış gibiydim, artık ağlayıp sızlamıyordum. bahçede amaçsızca yürüyen tesbihli dedeleri takib ediyordum, onların adımları ile kendi adımlarımı senkrone edip ritim tutuyordum. gördüğüm her teyzenin taklidini yapmaya çalışıyordum, kasa kasa alınan meyve sularından bir iki tane çalıp üzerine basıp patlatıyordum. sıvı sabun yerine, bulaşık jeli döküp saklandığım yerden izlemek çok komik geliyordu. bana söylenen hiçbir şeyi yapmıyor aksine sorun çıkarıyordum, kendimce protesto ediyordum. babam artık bu duruma katlanamaz hale gelmişti, beni yanına çağırıp şöyle dedi.
babam : bak yavrum, sıkıldığını biliyorum ama saygı gösterip sakin olmaya çalışmalısın. yakında gideceğiz ve sen bu insanların yüzünü bile görmeyeceksin, sadece kalan bu iki günü atlatmak düşüyor sana. şimdi bu çocukça şeylere bir son ver lütfen ..
ben : çocukça şeylere son veremem, çünkü henüz çocuğum ben. ayrıca senden nefret ediyorum, beni bu hapisanede 10 gün boyunca tuttuğun için seni asla affetmicem!
babama bu kadar sert çıktığım için çok kötü hissettim, günlerce yüzüne bakamadım utancımdan. bu en iç burkan çocukluk anımdı.
güncel Önemli Başlıklar