hatırladıkça hayata sövdüren şanssızlık anıları

bir çalışma için çeviri kısmını ben almıştım. yaptığım çevirinin yarısı pcnin azizliği yüzünden buhar olup uçtu bulamıyoruz yani. en sonunda çalışma arkadaşlarından biri yardım edebileceğini söyledi lakin ben bu arkadaşı hiç tanımıyorum. tamam dedim ama yaptığı çeviride şu şöyle olsa sanki daha iyi olmaz mı gibisinden araya bir sürü şey soktum. velhasıl çevirimizi bitirdik. sonunda arkadaşa bölüm ne çalışıyor musun diye sordum. cevabı beni cidden derin düşüncelere itti. ingiliz dili ve edebiyatı okumuş zamanında. şimdi de öğretim görevlisiymiş. bunu duyar duymaz yüce rabbım didim ben kime laf yetiştiriyorum yerini bil didim ve koşarak arkadaşın yanından uzaklaştım.
Lakin şanssızlığım bununla sınırlı kalmadı. Bu arkadaş özel bir ünide görev yapıyordu. Ve bilin bakalım bu arkadaş şimdi oradan ayrıldıktan sonra hangi üninin hangi fakültesinin hangi departmanında görev yapacak? Bari bölümler farklı olsaydı be. Hayatın oyunları vol kaç bilemiyorum artık.