ateizmin açıkları

1- ateizm toplumsal ahlakın dini temellere dayandığını düşünmez, tam tersi din toplumsal ahlak kurallarına göre "iyi" görünen şeylerle şekillenir.

örneğin;

ergenliğe girmiş bir kadın yaş sınırlaması olmaksızın bir erkekle evlenebilir der din.

ama günümüz şartlarında bu reddedilir ve "reşit olmak" gibi bir kaide konulur önüne.

ya da din 4 kadın ile evlenebilirsiniz der, lakin günümüzde bu da ayıp olarak karşılanır ve yasaktır.

bunun gibi binlerce yıllık geleneklere dayanan ve günümüz şartlarına göre yorumlanmış iyi - kötü algısına dayalı bir sistem mevcuttur zaten dinden bağımsız olarak.

bu şartları da cennet - cehennem algısıyla değil, hukuk ve adalet temelinde korumaya alırız.

2- ruhunun olmaması seni rastgele hareket eden bir madde yapmaz. senin doğumundan itibaren çevrenden ve genetik mirasından kazandığın öğrenimlerle beynini eğitmen, ve aynı beynin bu yönde çalışması ile mevcut durumuna ulaşırsın.

aksi halde beyin yerine ruh ile yönetilen canlılar olsaydık hiçbir zaman bebek olamazdık değil mi? ruh dediğimiz şey bizi bebek vücuduna sıkışmış aklı başında insanlar olarak dünyaya getirir ve garip bir yaratık yapardı.

3- bilgi ve beden arasındaki temel bağ beyindir. bacağı kopan bir insan yürüme bilgisini değil yürüme yeteneğini kaybeder ve fiziksel olarak eksilir.

4- bu konuda detaylı olarak kaleme alınmış birçok yazı var. konunun ehli değilim fakat beyin ölümünden sonra gerçekleşen organsal hareketlerin reaksiyona dayalı hareketler olduğunu hayal meyal hatırlıyorum. bunu ateistlere değil doktorlara sormak lazım. *
5- ateist insan sandığından çok daha büyük gerçeklerle yüzleşmek zorundadır. bu bahsettiğin konu çok basit kaçıyor fakat ister dindar ister ateist olsun herkes bu gibi durumlarda suçluluk hissi duyar. bu tip olaylar da milyonda bir yaşanır zaten, matematik bilimine birazcık inancın varsa gerçekleşmesi kader olmadan da mümkündür.

6- bilinç kazanımlarla şekillenir. hayatı boyunca hiç karşılaşmadığı bir durumla karşılaşan insanın bilinci, bu durumla defalarca karşılaşmış bir insan kadar rahat reaksiyon gösteremez duruma mesela.

bilmediğini bilmek gibi bir durum fazla felsefi kaçmış fakat, ortada öğrenilmeyi bekleyen bir konu olduğunu görmediğin sürece bir şeyi bilmediğini de bilemezsin.

bilinç bundan ibarettir, hayatı, deneyimlerle rasyonel bir biçimde algılama şekli yani.

7- bunun net bir cevabı olsa zaten şu an bunu tartışıyor olmazdık. fakat dünya gibi nasıl yazıldığını bile bilmediğim bol sıfırlı rakamlarla ifade edilen adette gezegenin olduğu bir evrende bahsettiğimiz tesadüfler milyarda bir ihtimal bile olsa bunca denemeye oranladığınızda milyonlarca dünya vari, içinde yaşam barındıran gezegenin oluşabilirliği ortaya çıkacaktır.

nitekim bilim size bir şeyin cevabını bulmayı vaat etmez, bilim bir şeyin cevabını bulduğunda bunu size bildirir.

din ise bilimsel hiçbir gerçekliğe parmak basmaz.

sadece mitlere dayalıdır ve mevcut evren ile ilgili hiçbir şey söylemez(ilginç bir şekilde ortaya çıktığı dönemin mevcut bilgileri dışında)

güneş dönüyor der örneğin. bilimin bunu kesin verilerle yüzlerce yıl yalanlamasına rağmen de bu ısrarında diretir. sonra gün gelir bilim güneşin kendi etrafında döndüğünü söyler ve hoop alın size dini mucize. *
daha şık sorular beklerdim ne yalan söyleyeyim. bir çoğu bilimin uzun bir süre önce cevap verdiği, ölümden sonra organların ve vücudun ne gibi evrelerden geçtiği ve beynin fonksiyonları üzerineydi.

bilimin olmadığı bir dünyada ne yazıktır ki bu soruların cevabı sadece "ruh" olacaktı.

ne acı değil mi?